Turkiyede siyaset yapma biçimi, arenadaki gladyatörlerin birbirine karşı yürüttüğü acımasız kavgasına dönüşmeye başladı sevgili dostum! Toplum ister istemez yay gibi gerilmekte, hassas ruhlu insanlar, üzülmekle kalmayıp hüzünlenmekte ve hatta kahrolmaktayken, meydanlarda esip gürleme zamanı da gelmiş demektir. 
Bir tarafta seçmenlerini elinde tutmak için her türlü fırıldağı çevirmek için yola çıkanlar, diğer tarafta ise millete gerçekleri tane tane anlatarak onları ikna etmeye çalışanların mücadelesine sahne olacak... Elbette kim daha iyi bir propaganda çalışması yürütebilirse ve dik duruş sergileyebilirse gönülleri fethedebilecek. Mevcut seçim sistemindeki en büyük handikap, elli artı biri bulmak için her türlü takla atılacak olması...

Yıllar önce, bu mevcut başkanlık sistemine geçişe siyasiler karar verince, bu sistemi eleştiren ve "bu ülkeye uymaz, sonunda iflas eder" diyen akıl sahiplerini dinleyen hiçbir kimse olmadığını da hatırlatmakta yarar var. Bütün göstergeler, bugün itibariyle, vaktinde yeni sisteme geçişe  karşı çıkanların haklı olduğunu ispat ediyor. Kısacası sevgili dostum; sistem topluma mı,  yoksa siyasetçilere mi hizmet edecek tartışmasına hiç girilmedi; hatta yeni sistemin ayrıntıları tartışılmadı bile. "Bildiğim, bildik,  çaldığım düdük" misali gelişti her şey... Ülke garip bir sisteme geçip deneme yanılmaya mahkûm  edildi...Üstelik, Türk halkının hiçbir referanduma hayır demeyeceği bilinmesine rağmen!  Bugün gelinen noktada, bu sistemden vazgeçip güçlendirilmiş parlementer sisteme dönüşü tek çare olarak gören bir millet ittifakı var. Vakti zamanında, iktidarın mutlak  gücüne güç katan muhalefet temsilcilerinin, bugünkü kötü tabloda, büyük paylarının olduğunu da hatırlatmakta yarar var. Çağdaş  ülkelerde, muhalefet partilerinin varlık nedeni, iktidarı ciddi bir denetime tabi tutarak, vizyonu olmayan kararlara imza atılmasını engellemek, halkı bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve hatta gerekirse  seçimleri boykot ederek, iktidarları düşürüp yeni hükümetler kurulmasını sağlamaktır. Yani şövalye ruhlu insanların mücadelesidir bu mücadele! Öyle korkakların girişebileceği bir iş değil yani...  Türkiye'deki muhalefet liderlerinin, "bu iş başka memleketlerde nasıl yapılıyor?" diye merak ettiklerini duyanınız var mı? Elbette yok!

Burada derdimiz, muhalefet kanadının, iktidara cidden hevesli olup olmadığını, samimiyetini öğrenmek elbette... 

Velhasılı kelâm  sevgili dostum; ülke öyle bir yol ayrımında ki, ya insan hak ve özgürlüklerine, anayasaya, hukuk sistemine saygılı demokrat ruhlu insanları seçeceğiz ya da varlığını korumak ve ne şekilde olursa olsun yerini kaybetmemek  için halka bol keseden vaat ve müjdeler vererek  kandırmak isteyen partizan ruhlu,  gerçek demokratlıktan nasibini alamamış maceraperest zihniyeti seçeceğiz...

Elbette karar, duyarlı ve sağduyu sahibi olan Türk milletinindir. Evet, gerçekten de, "Yeter artık! Söz milletindir!" , "Durun ey halkım, gittiğiniz yol, yol değildir! Tam bir çıkmaz sokak..." demenin zamanı gelip de geçmiştir; aman dikkat! Yoksa, vay halimize...!