Hayat çok garip sevgili dostum!
Ömür boyu çalışsa, kendine bir ev veya bir araba alamayacak, çoluk çocuğuna fırsat dolu bir gelecek bırakamayacak, beyni gündelik sorunlarla uyuşmuş, düşünmekten yoksun, yaşama, insana ve insanlığa dair özgün bir düşüncesi olmayan, papağan gibi, başkalarının düşüncesini kendi düşüncesiymiş gibi anlatıp duran, içi boş ama görünüşte özgüveni zirve yapan, aklen fukara, fikren ukala, dünya nimetlerinin çoğundan yararlanamayacak, bu güne güvenmeyen, geleceğe dair bir umudu olmayan, ailesiyle bir Türkiye turuna çıkma şansı olmayan, dedesinden, babasından, annesinden gelecek mirasa güvenen, mirasyedi olarak akla hayale gelmeyecek hülyalara dalan bir adam; yüzlerce dairesi ve Karun gibi serveti olan iktidar veya muhalefet siyasetçilerini en tepede tutmak ve en tepeye çıkarmak için eşini dostunu, konu komşusunu, akrabasını "düşman, vatan haini, terörist, dinsiz ve cibiliyetsiz" ilân etmekte hiçbir sakınca görmüyorsa; varın gerisini siz düşünün..."Her şey dengine müstehaktır" denilse de, malesef fakir, fakirin düşmanı; zenginin ise gölgesi ve asalağıdır...
Dibin, en dibini görmüş emeklilerin yarısının, bu ülkenin siyasi kaderini belirleyeceğini düşünenler, elbette tekrar yanılacaklar...
Şaşaalı projeleri, -gerçekleşir gerçekleşmez- yeter ki büyüleyici ekranlarda, medyada, sosyal medyada durmadan göster; döndür dur; seçmenin beynini yıka, başarı gelsin. Hikâye bu...
Velhasılı kelam sevgili dostum; ne enflasyon, ne geçim derdi, ne yolsuzluk, ne yoksulluk ve açlık, ne adaletsizlik, ne güven sorunu, ne de gelir adaletsizliği hepsi unutulur gider...! Firavun'un kâhinleri gibi! Ama yok ki bir Musa...!