Yaptıklarına bakarsan sevgili dostum; hatalar değil bunlar ki ders alıp hatalarından dönesin! Apaçık suç işledin; önce millete sonra Allah'a hesap vermek zorunda değil mi...?

Sevgili dostum; sadece oy değil, kan ve ruh kaybı da yaşadığınızı kabul edersin de, bunun nedeninin kendin olduğunu neden söylemezsin? 

Yoksa her zaman olduğu gibi, çevrendekileri değiştirip ve cezalandırıp halk nezdinde temize çıkacağını mı düşünüyorsun?

Bu ülkede iyi şeyler olunca senden, kötü şeyler olunca başkalarından kaynaklanıyor öyle mi?

Nasıl olsa işleri yoluna koymak için zaman var deyip yangın yerine dönen memlekete benzin dökmeye mi niyetlisin?

İktidar olmanın verdiği gücü kaybetmemek için yeni arayışlara girip yine ülkeye kötülük yapmaya devam mı edeceksin? Ekonomiye odaklanıyoruz deyip, günü gelince emekliye zam yapıp tekrar onların oylarını geri alıp gücüne güç katacağını mı düşünüyorsun? 

Yeni bir kabine kurup veya formaliteden bakanlar atayıp bütün suçlardan sıyrılabileceğini mi düşünüyorsun? Padişahlık rejiminde olduğu gibi, hâlâ, bütün güçleri elinde tutarak ve bu şekilde yola devam ederek, iyi bir devlet adamı olarak hizmet edebileceğini mi düşünüyorsun?

Bir ahtapot gibi, bütün kollarının doğru işler yapabileceğini mi düşünüyorsun?

Şu modern çağda, hani ülkenin geleceği, milletin refahı ve esenliği, hani demokratlık, hani devlet adamı olmanın sorumluluğu vb..?
Velhasılı kelâm sevgili dostum; maneviyatı güçlü insan demek, her şeye üzülen, başa gelen her şeyi kaderdir deyip geçiştiren ve teslim olan, olan biten hiçbir şeyle ilgilenmeyen insan demek değildir...

Maneviyatı güçlü insan, körü körüne lider veya Tanrı kültürü ile yaşayan, sorgulamayan, itiraz etmeyen, çözüm üretmeyen, samimiyetsiz bir şekilde ağlayıp zırlayan, hep başkalarından, başka yerlerden kurtarıcı bekleyen, bireyci, çıkarcılığın en âlâsını yaşayan insan demek değildir....

Yeniden başlamak, ama nasıl ve kimle; bu mümkün mü?