Şu seçim döneminde,  halkın hislerine tercüman olmak ne demektir biliyor musun sevgili dostum?

Sırf siyaset arenasında kendi seçmenlerini memnun etmek ve oy devşirmek için yalanın, ağzına yuva yaptığı siyasetçilerin sayısı her geçen gün artıyor!

Teknolojik olarak son sürat ilerlerken, Mucitlerin hepsi insanların işini kolaylaştırmak için uğraşıyorken, 

Bir taraftan "çok geliştik" deyip diğer taraftan GDO'lu gıdalar yiyorken, Sevgiyi ve paylaşmayı ortak payda olmaktan çıkarırken,

Farkında mısın sevgili dostum; kapitalizm nasıl da sistematik olarak esir aldı her birimizi. Bedenimiz yürüyor; ama ruhumuz uyuyor. Basit yalanlara inanıyoruz. Okumuş veya mürekkep yalamışların, hiç okumamış ama din ve milliyet satanlara aklını, bedenini ve servetini bağışladığı garip ve bir o kadar da tuhaf bir Türkiye ortamında yaşıyoruz. 

Bu toplumsal cinnet, dogmatik kokuşmuşluk değil de nedir? Pek fazla zamanımızın kalmadığını hissedenlerin, ruh halini bir düşünsenize...
Henüz piramitlerin ve pek çok şeyin sırrını bile çözemeyen insan, sonsuzluğu yakalamaya çalışıyor. Herkes kafayı yemiş sanki. Bitiş çizgisine bu kadar hızlı giden bir medeniyet galiba tarihte hiç olmamıştır.

Şu seçim döneminde, güzel yalanların kimseye faydası olmaz sevgili dostum! Ama acı gerçeklerin ilâç olacağı kesin görünüyor...
Bilgeler, "her millet, layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur" der ya sevgili dostum; işte olur da, zafer sarhoşluğuna kapılıp ülkeyi maceradan maceraya sürüklerse, hayalperest işlere girişirse, kitlesel baskılara ve siyasal tehditlere başvurursa, bunlara karşı örgütlü kitlesel itirazlara ve gösterilere başvurmaktan başka bir çare yoktur. Yoksa, sonunuz hüsran olur...

Kendi yalanlarına inanan insanlarla tartışarak, zamanını boşa harcama sevgili dostum! Vurun kıçına tekmeyi ya da vurun yüzüne rezilliğini öylece terkedip gidecekseniz gidin...En azından kaç kuruşluk adam  olduğunu bilsin ve rezil rüsva olmak nedir bir görsün...!
Velhasılı kelam sevgili dostum;

Bitiyoruz...

Yitiyoruz...

Batıyoruz...

Denilse de, dervişin de dediği gibi:

"Millet seni beğense ne olacak; beğenmese ne olacak!

Kimsenin cenneti yok ki, seni cennetine koysun...

Sen, cennetin sahibine bak!"