Hız çağındayız sevgili dostum; hız çağında...

Eski kafalarla yeni işler başarabilmek ne mümkün!

"Rüzgâra karşı işemenin ne demek olduğunu biliyor musun?" demişti; bilge...Kafayı değiştirmenin ve güncelleştirmenin önemine dikkat çekerken aklın kulvarlarında nafile dolaşmamaktı derdi...

Akıp  giden zamanın ayrıntılarında,  harıl harıl çalışan; her yeni güne yeni başlangıçlar, yeni fikirler ve yeni ürünlerle insanlığı  buluşturan kafalar şahane işlere imza atıyor farkında mısın?

Bu şahane işleri bizler sadece satın alıyor, yani kullanıyoruz; bir şey üretmiyoruz; hazırı tüketiyoruz sadece...

Gerisindeyiz çağın aklının, insanlığın olgunluk çağında anlamsız işlerle meşgulüz.

Varsa yoksa birbirimizle  didişiyoruz, üstünlük kurma derdindeyiz sadece. "Biz bize yeteriz ve biz bize benzeriz" anlayışından kurtulamıyoruz bir türlü...

Maddiyatta da maneviyatta da hep hazırı tüketiyoruz...

Kutsal kitabımız ilahi gücün eseri, onu kullanıyoruz,  üzerine bir şey katmayı bırakın, doğru anlamayı da beceremedik...Maddiyatta ise atalarımızın mirasını yemekle ve tüketmekle meşgulüz; bizler, üzerine gerçek değerleri koyamadık; iddiayla "biz yaptık bunu" diyebileceğimiz, iftihar edebileceğimiz  hiçbir eserimiz yok! 
Velhasılı kelam sevgili dostum; var olmak için üreteceksin; insanlık aleminde yer edinmedikten sonra, dünya sıralamasının hep alt sıralarında kalmaya devam edeceksin...Ve soracaksın kendine kendine, "çözüm nedir?"

Bulamayacaksın cevabını sormakla kalacaksın sadece...