Çok güzel bir heyecan vardı.

İnanılmaz derecede futbol şöleni için hazırlıklar tamamlandı.

Meydandan tam yürüyüşe geçildi.

Bende kenardan doğru yürüyordum.

Arkadaşlarımla bordo mavi formamızla ilerliyorduk.

Meydandan bağıra bağıra Avni Aker’e yürüdüm.

Her yerde sesimiz yankılanıyordu.

İçeri girdim.

Sarı lacivertliler sahaya çıktı.

Fırtına çok güçlü esmeye başladı!

Bordo mavililer ilerledikçe kalbimiz yerinden fırlayacak gibi oluyordu.

Gol geldi..

Yeniyorduk iyi de oynuyorduk ama son dakikalarda..

Siyah giyenler durmadılar.

Heyecanımızı çaldılar.

Sahada futbol dışında her şeyi yaptılar.

Birde üstüne benim önümde Şenol hocama kötü sözler ettiler.

Emre’nin ağzından çıkanlar daha da büyükleriydi.

Hocama böyle hakaret edenlere dayanamadım!

Yutkundum..

Yutkundum..

Bende bağırdım. Çağırdım.

O an gözüm karardı.

Sonrasını hatırlamıyorum!

***

Sonrasını biz hatırlıyoruz..

Unutmadık!

Sahadan tartaklanarak 5-6 polisle çıkarıldı.

Karakola götürüldü.

1-2 yıl Trabzonspor maçlarına giremedi.

Okulunda cüzzamlı gibiydi..

***

İşte bunun gibi bir çoklarını hatırladığım için ‘karakter’ timsali yad dettiğin Emre Belözoğlu ile alakalı, Zokora’yı hatırlattım.

Nasıl oluyor, Trabzonspor’un hocasıyken kendi futbolcuna ırkçılık yapıp hapis cezası alan bir futbolcuyu hala savunuyor olabilirsin Şenol Hocam?

Yada Milli Takım hocalığı gibi bir yeri layık görebilirsin?

Kendini mi unuttun?

Bugüne kadar çıt çıkarmadık!

O’nun için ölürüm dedin..

Bunun için ayılırım dedin..

Vardır bir bildiği dedik.

Sustuk!

Amaaa..

Futbolculuğunu geçtik..

Sporculuğunu geçtik..

Öğretmenliğini mi unuttun?

***

Evet maalesef biz unutmadık hocam..

Bundan sonra;

Sanada unutturmayacağız!

Bilesin!

Emre’nle mutluluklar..