Yanlış adamların yanlış işlerinden yakanızı kurtarmadan önünüzü görme ve güzel şeyler yapma şansınız yoktur...Yanlış adamlar ve yanlış işler...yakanızı kurtarmak...önünüzü görmek...güzel şeyler yapmak...Galiba bu kavramlar üzerinde hiç kafa yormayan ve gündeme taşımayan toplumlar ve onun düşünce adamları doğrudan vicdanlarda mahkum edilmeye müstehak gibi...

Düşünen insanların ürkekliği ve suya sabuna dokunmadan yaşama arzusu insanın kanına dokunuyor doğrusu...Doğal olarak tarihin çöplüğünde yer almaya adaylar...Bir de işin Allaha karşı sorumluluk tarafı var; esas bu ne olacak ve nasıl hesap verilecek? Yüce huzura çıkıldığında beyinleri şok yaşayacak...neden cesur olmadın neden canla başla mücadele etmedin sorusu gündeme oturacak...ilmini neden toolum yararına kullanmadın sorusu zihinleri allak bullak edecek...


Kötülükten beslenme biçiminin hiç olmadığı kadar zirveye çıktığı başka bir dönem belki de yüzyıllar sonra tekrar yaşanacak...Ağzından bal damlayan ve insanları büyüleyen, kandıran yanlış adamlar bunlar...meydanı boş buldukça insanların vicdanına ve merhametine sığınarak kötülük fantazilerini kurgulayıp duracaklar...hayattan intikam alırcasına ve de insanlıktan nasibini alan insanları aşağılarcasına...zevk aleminin uzmanıdırlar onlar...tedbirlidirler; zekidirler... ve de iddialıdırlar yaptıkları kötülüklerden bir başarı hikayesi yazarlar...

İnsan silüetinde dolaşırlar...kendi çektiklerini başkalarına çektirmekten geri kalmazlar...dillerinden eksik olmaz din ve ahlaki söylemler...dürüst ve iyi insanmış gibi tanıtırlar...gerçekte aşağılık ve nankördürler...

Yüzlerine söylendiğinde pisliklerini başkalarına atarlar ve haklı olmak gibi bir iddia taşırlar...Adalet...merhamet...şefkat...sevgi yoksunudurlar. Zaman onlar için durmuştur ve kendilerini efendi yapmak için aceleleri de yoktur...

Bir gün gelir çekirgelerin arasında bulur kendini...sürüye katılmak istemediğinde huzur istiyorum der...huzuru ancak iyiler öldüğünde ve yok olduğunda bulacağını da bilir...