Her yaş grubunun dünyasının farklı olduğunu biliyorsun sevgili dostum! Hele çocuklarınki, cümlelerle anlatılacak gibi değil! Olan biten her şeyden habersizlermiş gibi, özgür olmak istiyorsan oyun oyna sloganıyla yapıyorlar her şeyi. Evet, oyun, çocukların saf, tertemiz, bazen mızıkçılık yapsalar da, bir o kadar masum dünyalarını renklendiren bir yaşam biçimi...Yetişkinlerin dünyası kadar karanlık ve anlamsız bir dünyaları hemen hiç yok gibi. Büyüyen biziz, bozulan biziz, kirleten biziz, aldatan biziz, alavere dalavere işlerle uğraşan biziz, hepimiz çok zeki insanlarmış gibi yaşayan biziz ve inançlı gibi görünüp bir o kadar ahlâksız olan da biziz sevgili dostum! Dinden ve ahlâktan ahkâm kesip tam tersi işler güçlere imza atan da biz yetişkinleriz...Çocuklara kötü örnek oluyoruz; kötülük ve şüphe tohumu ekmekle meşgulüz aslında...
Edip Akbayram'ın yıllar önce seslendirdiği Çocuklar şarkısı bunu çok iyi anlatmakla kalmaz; bugünlere de ışık tutar sevgili dostum; dinlemekte elbette fayda var...
"Çiçekte tomurcuk, tarlada başak
Çiçekte tomurcuk, tarlada başak
Hepimizden daha yakın yaşamaya
Saygılı, uykusuz ve yalın ayak
Koşarak, oynayarak büyüyecekler
Çocuklar düşe kalka, oynaya güle
Bir gün gelip büyüyecek, yürüyecekler
Çocuklar düşe kalka, oynaya güle
Bir gün gelip büyüyecek, yürüyecekler
Petekteki balımız, gökteki yıldız
Petekteki balımız, gökteki yıldız
Ve bizden daha yakın onlar güneşe
Sevgili kardeş el ele, kitaplar ellerinde
Şarkılar dillerinde büyüyecekler
Köylerin yollarında, kentlerin yollarında
Bir gün gelip büyüyecek, yürüyecekler
Köylerin yollarında, kentlerin yollarında
Bir gün gelip büyüyecek, yürüyecekler"
Velhasılı kelam sevgili dostum; insanlıktan, adamlıktan nasibini alanlar ve alamayanlar ayrımı yaşanıyor şu sıradan hayatımızda...
İnsanlık düzeyine ulaşanlar ve ulaşamayanlar işte kısacası...Bedeni ibadetler yapıyoruz; peygamberimizin hayatından örnekler vererek terbiye olmak istiyoruz; ama nedense vahşiler gibi yaşıyoruz veya yaşatmak istiyoruz. Vahşilik ve medenilik arasında bocalayıp duruyoruz. Hayvani dille iletişim kurmaktan bir türlü vazgeçemiyoruz. Medeniliği, nezaketi ve kibarlığı, budalaca bir yaşam olarak görüyoruz; bir o kadar da merhametsiz ve sevgiden uzak yaşamayı tercih ediyoruz; ama sonuçta hepimiz iyiyiz diyoruz. Hiç kimse, iyiliği bir yaşam biçimi olarak meşaleye dönüştürmek istemiyor ve de yaşamıyor. Bizim aklımız bu kadar, gerisi Allah kerim...!