10 kişi bitirilmek zorunda kalınan 2 maç ve elden kaçan 4 puan. Aslına bakarsanız 4 puandan daha fazlası. Şampiyonluk yarışındaki rakiplerimiz karşısında lider konuma gelip psikolojik üstünlük kurma şansını da kaybettik. Kaybettik demeyelim de erteledik diyelim.

Daha 7. haftadan kaybettik sözü biraz ağır olur.

Konya maçında Hugo'nun, Alanya maçında ise Hüseyin Türkmen'in artık acemice mi dersiniz yoksa sorumsuzca mı dersiniz bilemem gördüğü kartlar sebebiyle mücadelelerde sayısal olarak eksik oynamak zorunda kaldık. Kamuoyunun aksine ben Hugo'nun direkt kırmızı kartının ve Hüseyin Türkmen'in iki sarı kartının da doğru karar olduğunu düşünüyorum. Her iki oyuncumuzun da zamanlama hatalarının sonuçları ağır oldu. 
Kendi oyuncularımızın biraz daha dikkatli olması gerekiyor, hedef şampiyonluk ise bunu tüm oyuncular birlikte kazanacaklar. 

Her iki maçta da eksik olmamıza rağmen iyi futbol oynadık, bir de eksik olmasak muhtemelen şu anda kayıp 4 puanı değil kazanılan 6 puanı ve liderliği konuşuyor olacaktık.

Direkt kırmızı ve ikinci sarıdan kırmızı kartların doğru olduğunu düşündüğümü söylemem hakemlerin yanlı yönetimlerini kabul ettiğim anlamına gelmiyor, aman ha yanlış anlaşılmasın. Son yıllarda çözemediğim olaylardan birisi hakemlerin Trabzonsporlu oyunculara kart gösterirken oldukça bonkör davranmasıdır. Trabzonspor aleyhine olan pozisyonlarda tereddütsüz çıkan kartlar ne hikmetse Trabzonspor lehine olan pozisyonlarda çok zorlanarak çıkıyor ve hatta hiç çıkmıyor. Hakem arkadaşlar bunu kendi iradeleriyle mi yapıyor yoksa aldıkları talimatlar gereği mi bilemiyorum. Tek bildiğim bu hususta bir kötü niyet olduğu.

Aklımı kurcalayan bir mevzu da kartlardaki standartlar. Örneğin; Alanya maçında Hamsik'in rakibine yaptığı faulde sarı vermesi gerekirken es geçen hakem bu sefer Djaniny'ye yapılan faulde yine kartına baş vurmuyor. Orada vermedim burada da vermeyeyim diyerek iç muhasebesini mi tutturuyor, gelir gider dengesini mi ayarlıyor ne yapıyor anlamıyorum. Bir kere de böyle yaptı mı artık terazisi şaşıyor, vermesi gerekeni vermiyor, oyun gereksiz geriliyor, hiç olmadık yerde de kartına başvuruyor. 

Ne bu, oto vicdan sistemi mi? Dengeyi böyle mi sağlıyor saha içerisinde. Hangi pozisyon daha kritik, hangisi kartlık nasıl karar veriyor, bu işin standardı ne?

Enteresan bir durum, değinmeden geçmeyeyim dedim.

Kulübün resmi açıklaması, biz buradayız ve olayları yakından takip ediyoruz deme noktasında kritik bir hamle oldu. Meydanı boş bırakmamak lazım.

Son iki maçta ve özellikle Alanya maçında eksik kadıktan sonra çok daha ısıran bir futbol oynadığımızı ve galibiyetin kıyısından döndüğümüzü söyleyebilirim. Ah be Gervinho,  hesabına 4 puan yazdım, artık asist mi yaparsın gol mü atarsın tek başına 2 maç mı alırsın bilemem. O 4 puan hanemize yazılacak ona göre. Şaka bir yana içimiz yandı o iki pozisyonda da, gol dedik ama Gervinho zor olanı başardı resmen. Sakatlık olmazsa borcunu kapatır diye düşünüyorum, yaşına rağmen gerçekten önemli bir silah. 

Tüm oyunculara tek tek parantez açmak isterdim ama her yazının bir sonu olmalı, o yüzden o kadar derine girmiyorum. Zira ne ben yazarken ne de sizler okurken içinden çıkamayabiliriz.

Kısaca özetlemek gerekirse; liderlik koltuğunu en kısa zamanda geri almak üzere emanete verdiğimizi düşünüyorum. Rakiplerimizin ağır aksak, ite kaka gittiği haftalarda 6 puan ilaç olurdu ilaç. Ahlanıp vahlanıp
durmaktansa önümüzdeki maça odaklanmak çok daha mantıklı olacaktır. Milli araya galibiyetle girmek moralsiz geçen günlerden sonra hem bize hem de oyunculara iyi gelecektir.

Kalan tüm maçları 11 kişi tamamlayabilmek umuduyla bu yazımızı da sonlandıralım.

Kalın sağlıcakla.