Trabzonspor'a karşı puan kaybeden kim varsa, Temcit Pilavı misali istisnasız ya hakem ya da siyaset kozuna sarılıyor. E onlar da haklı bir yerde, iki elin parmaklarıyla bile tek seferde gösterilemeyecek kadar puan farkı yemek kolay hazmedilecek bir durum olmasa gerek.

Bazıları var ki değil iki elin parmakları, iki ayak parmaklarını dahi ekleseniz nafile, öyle bir puan farkından bahsediyorum.

Trabzonspor bileğinin hakkıyla, eze eze şampiyonluğa yürüyor demek de her yiğidin harcı değil. Kollanıyor diyenlerle empati kurmuyor değilim ama ne kadar zorlarsam zorlayayım onlar kadar küçülemiyorum. Empatinin de bir raconu var.

Gelelim maça. Bir maçtan çok daha fazlası vardı Akyazı'da. Gerek uzun uğraşlar ve emekler sonunda hazırlanan kareografi,gerek Avrupa ve hatta Dünyanın neredeyse her köşesinden gelen taraftarlar, tam bir şölen havası. Rüzgarın azizliğine uğrasa da kareografi oldukça iyi düşünülmüş ve duygu yüklüydü. Emeği geçen tüm kardeşlerimizin gözlerinden öpüyorum. Taraftarlarımıza gelince her biri güzel bir galibiyeti hakediyordu ama olmadı. Sosyal medyada suçu kendinde bulan bazı arkadaşlara rastladım, ilk kez maça geldik onda da kazanamadık diyenler vardı. Sevgili kardeşim suç sende değil, ne senin ayağın uğursuz ne deböyle düşünen diğer taraftarların. Son maçımızda malesef ki uğursuz üçlemeye denk geldik. Peki nedir bu uğursuz üçleme.

Yılda birkaç kez denk gelinebilen uğursuz üçleme; Milli ara dönüşü, rakip kulüp yetkililerinin Trabzonspor'u övmesi ve son olarak rakip takım renklerine boyanmış bir tabutun şehir içerisinde gezdirilmesinin aynı hizaya denk gelmesi sonucu cereyan eden ve mutlak  puan kaybı ile sonuçlanan lanet mi lanet bir doğa olayıdır. Ve evet dün akşamki puan kaybının da tek gerçek sebebi budur. 

Maç bitiminde beni üzen tek nokta; oluşan muhteşem ortama layık olamayan futbol performansıydı. Sanki daha gayretli olabilirdik. ,

Galibiyeti biraz daha isteyebilirdik. Teknik direktör değişikliği yapan takımlarda klasikleşen yeni hocaya kendini gösterme çabası rakibimizin oyununa yansımış olsa da biz kendimiz gibi olmayı başarabilmeliydik. Neyse, Abdullah Avcı'nın da irdelediği gibi değişen bir şey yok, sadece erteledik. Bir bakmışsınız Ramazan sonunda çifte bayram kutluyoruz.

Siz siz olun kimsenin algısına düşmeyin, oyununa gelmeyin. Bu Kulübün bütün başarıları kendi çabaları ile kazanılmıştır, kimseden miras kalmamıştır. Trabzonspor her daim alnı açık ve dik durmaya layık bir camiadır.

Saygılarımla,