Trabzonspor'da yaşanan değişim sürecini yakından takip ediyorum. Gerek teknik patron Abdullah Avcı'nın oturtmaya çalıştığı sistem, gerek oyuncuların bu sisteme uyumu, gerekse taraftarların bu süreçte takındığı anlayış sürecin ne yönde ilerleyeceğini belirleyecek unsurlar.

Karşımızda geçen sezonu şampiyon olarak tamamlamış, bunu yaparken de neredeyse Şubat ayında şampiyonluk bahislerini kapattırmış, yeni sezona da Süper Kupa ile başlamış bir teknik ekip ve oyuncu kadrosu var. Tekrar ediyorum; Şampiyonluk ve Süper Kupa. Şu anda yaşanan değişim sürecine tekpi koyarken bu faktörleri dikkate almanız gerektiğini önemle belirtmek istiyorum.

Takımda ve özellikle ilk 11'de bir çok oyuncunun değiştiğini, sadece defans hattında 3 yeni oyuncu olduğunu, forvet hattının neredeyse tamamen yenilendiğini, çok önemli oyuncuların çok ciddi sakatlıklar yaşadığını, bazılarının daha ligin başında sezonu kapattığını söylememe gerek yok sanırım. Tüm bunların ışığında şu anda yaşanmakta olan değişim sürecinin biraz sancılı geçtiğini kabul ediyorum.

Yeni oyun sistemine oyuncular da henüz tam anlamıyla reaksiyon verebilmiş değil. Dikkat ederseniz kaybedilen maçlarda bireysel hataların öne çıktığını görmekteyiz. Uyum sürecinde bu tarz şeyler yaşanabilir. Dünyada bir çok büyük kulübün benzeri süreçleri olmuştur. Önemli olan camianın tüm unsurlarının böyle zamanlarda birlik olması ve takıma sahip çıkmasıdır.

Tepkilerin olması gayet normaldir, dozunda olmak kaydıyla. Eleştiri de olabilir ancak bu eleştiriler yıkıcı değil yapıcı olmalıdır. Ben de sinirleniyorum, ben de eleştiriyorum. Lakin anlık sinirle yapılan bazı açıklamaların yıkıcı olabileceğini düşünmek gerekiyor. Oyunu eleştirin, sistemi eleştirin, oyuncuları, teknik ekibi ve hatta yönetimi de eleştirin ama sahiplenerek, bu Kulübün bizim olduğunu bilerek yapın tüm eleştirilerinizi. Unutmayın ki şampiyonluk özleminin giderilmesinde, hayal olarak görülenlerin gerçekleştirilmesinde bu teknik ekibin, bu oyuncuların ve bu yönetimin imzası var. Eleştiri yaparken saygı duymayı da bilelim.

Abdullah Avcı'nın kendisi de öz eleştiri yapıyor zaten. Oyunumuzu geliştirmeliyiz, sahaya yansıtmak istediğimiz şey bu değil diyor. Elinde iyi bir malzeme, özgeçmişinde şampiyonluk ve Süper Kupa var. Yaparsa yine Abdullah Avcı yapar.

Hepinizi anlıyorum. Şampiyonlar Ligi'ne gidememiş olmak, Avrupa Ligi'ne mağlubiyet ile başlamak ve tüm bu süreçte etkisiz  bir oyun sergilemek beni de çok üzdü. Ancak karamsarlığa düşecek bir durum da söz konusu değil. Öyle uçar böyle kaçar denilen Süper Lig takımları ile aynı puandayız. Üstelik kötü ve etkisiz diye bahsedilen oyuna rağmen.

Her şey için daha çok erken. Gerek Avrupa Ligi ve gerekse Süper Lig daha yeni başladı. Oyuncu kadrosu birbirine ve sisteme alıştıkça bazı şeylerin düzelmeye başlayacağına, özlenen etkili oyunun tekrar geri geleceğine olan inancım tam. Yeter ki sahip çıkmasını, yıkıcı olmak yerine yapıcı olmayı, eleştirimizi yok etmek değil düzeltmek üzerine kurmasını bilelim.

Şampiyon takıma şampiyon taraftar yakışır. Bize bunca güzelliği yaşatan bu ekibe güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz. Bundan sonrası sizde, ben diyeceğimi dedim. Kalın sağlıcakla.

Sevgi ve saygılarımla