Gün geçmiyor ki sevgili dostum; ilginç manzaralarla karşılaşmayalım!

Vatandaşın biri, sokağın tam da ortasında, kalabalıklar içinde ortaya atılarak elinde telefonu yüksek sesle bir siyasetçi gibi nutuk atarken, etrafındaki kalabalıklar onu izlemekte...

Durup dinlediğinizde belli ki canı yanmış insanları temsil edercesine büyük bir özgüvenle konuşuyor...

İsyankar bir dil; ağzı da laf yapıyor; bazen kırıyor bazen döküyor; sonra tekrar topluyor...

Belli ki kafası çok karışık; yaşamın tam merkezinden konuşuyor konuşmasına ama, "susturun şu cumhuriyet düşmanını" diyenler de var; "manyaklaşmış, kafayı yemiş " diyen de var.

Hatta "birisi polis çağırsın niye seyrediyorsunuz?" diyen de...
Velhasılı kelam sevgili dostum; memleketin dertlerine derman olamayan siyasetçilerin boşluğunu birileri doldurmak ister gibi bir hal hakim! Sokaklarda amaçsızca ve avare avare dolaşan insanların ne konuştukları da belirsiz; kafalar karışık; ruh halleri bozuk!

Herkes gibi...

Kaldırımları işgal eden çay ocaklarının masaları ve tabureleri hep dolu; bitkin ve yılgın yüzlü insanlarla dolu.  Belki sıcaktan belki de dertten kederden; Allah bilir!
Sevgili dostum; "ölü toprağı serilmiş ülkenin üstüne" diyen bilgenin sözüne kulak ver; ne olur ne olmaz!