Her ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu ilk kez siyasi gündemi bu kadar yoğun değiştirmeyi başardığı, "Helalleşeceğiz" diyerek gündeme oturduğu düşünülse de ve Devlet Bahçeli'nin AK Parti'nin "Günahına da ortağız" açıklaması Türk siyasetinin farklı bir kulvara doğru gittiğini gösteriyor. 

Siyasette ne helalleşme, ne günah ne de sevap olur sevgili dostum! Ülkeye hizmet vardır; toplumun sorunlarını çözmek vardır; bunun için seçimler yapılır, hükümetler kurulur. En yüce değer, Türk toplumunun refahı, huzuru ve kalkınmasıdır; çağdaş milletler seviyesine çıkabilmektir; düşünen, çalışan, üreten ve özgürlüğünü korumak için mücadele eden bir ülke inşa etmektir. Birbirini sömürmemektir; ayrıştırmamaktır; çağdaş ahlaklı, güvenilir, adil, merhametli, yardımsever ve vatansever bir toplum arzusudur bütün mücadelenin nedeni...

Siyaset, kuralsız bir alan değildir; siyasetçilerin cirit attığı ve her şeyin mübah sayıldığı bir kulvar hiç değildir; o makamlar da kimsenin degildir; bütün toplumundur... Siyasetin akışı da, devletin hukuk nizamı içinde yol alır sevgili dostum! Şu da var tabi, geçmişte yaşanan anlaşmazlıklar, haksızlıklar ve mağduriyetler varsa bunların bedelini devlet öder; acıları hafifletmek için ya da haksızlıkları gidermek için genel bir af ilan eder ve tekrar tarafların gönlünü ferahlatır; vicdanlar temizlenebilirse temizlenir; itibarlarını iade etmiş olur; başlarını öne eğmekten kurtarır; mağduriyetler giderilir; bir daha yapılmaması için dersler çıkarılır ve devlet hafızasına kaydedilir; rezil rüsva ettikleri insanların onurlarıyla ölmelerini sağlar. Ama her şeye rağmen iz kalır sevgili dostum; iz kalır...Çamur at izi kalsın deyişinde olduğu gibi...Öyle kolay işler değil bunlar. Helalleşmekmiş, günahmış, sevapmış öyle yağma yok. Herkes hatasının bedelini ödeyecek; sıradan insanlar nasıl bedel ödüyorsa öyle ödeyecek...Siyasetin günahı, suçu ve buna mukabil cezayı tanımlar. Sevabı ise iyilikleri, güzellikleri doğrulukları ve bunların karşılığı olarak ödülleri...Helalleşme  derken,  dinsel yönden yasaklanmamış olan, dinin kurallarına aykırı olmayan, dince izin verilen bir konudan mı bahsediyorsun; yoksa, barıştan, affetmekten, kardeşlik bağlarını kurmaktan ve kucaklaşmaktan mı bahsediyorsunuz? Siyaseten bunun dili; günah, sevap, helal ve haram gibi kavramlar üzerinden değil çağdaş hukuk devleti arayışı ve bunu tesis etmekten, yani icradan ve toplumun haksızlıklar karşısında devletin adaletine sığınma güveninden bahsedecekseniz o ayrı! Ahirette ne olacağını ise ancak Allah bilir...!