Müjdeler olsun! Ülkemizin yeni bir çocuğu daha oldu...

Hazine ve maliye bakanlığı, bankalar ve merkez bankası arasındaki çalışma sonucu, karar verildi ve yeni bir isim belirlendi... "Kur korumalı TL vadeli mevduat hesabı"

Hayırlara vesile olmasını dileriz elbette; ama şüphe tohumları da yok değil bu işte! Alavere dalavere ve katakulli işler güçler gibi bir his var...Üstelik yeni uygulamayı anlatmak için broşürler alelacele basılmış; mahalle mahalle ev ev dolaşıp kadın kolları ile tanıtımı yapılıyor. Dikkat çeken "güven  ve istikrar" cümlesi. Sanki tekrar başa döndük gibi! Hoca'nın göle maya çalması gibi bir iş olmasından korkuyoruz açıkçası... Ya tutarsa!

Bu son hamleyi bir tarafa koyarsak, diğer tarafta, sadece Türkiye'de değil, dünya ülkelerinin hemen hepsinde siyasetçiler için doğal ve meşru,  sıradan insanlar içinse ahlâksız bir tutumun adı: halka yalan söylemek! denilen bir gerçek var... Burada biz her ne dersek diyelim, bu yalan konusunu analiz edebilmek ve kritiğini yapabilmek elbette çok güç bir iş! Anlayabilene aşk olsun! Onların dünyasına girmekten başka çözüm yok. Mutlak doğruyu anlayabilmek için daha çook kafa yormak gerekiyor! Bütün liderlerin, söylediği yalanların çeşit çeşit olduğunu söyleyebiliriz sevgili dostum!

Birinci tür yalanlar, “ülkeler arasında” söyleniyor. Bu yola sıkça başvurulmasa bile örnekleri yine de mevcut...

İkinci çeşit yalanlar, “korku ticareti” yapmak amacını taşıyor. Toplumda korku yaratarak, isteklerini yaptırmalarının örnekleri olarak ortaya konuluyor. Üçüncü bir yalan çeşidi ise, “stratejik saklama” adını taşıyor. Yanlış giden stratejik uygulamaları saklamak amacı ile bu tür yalanları liderler söylüyorlar. Bir başka yalan çeşidi de “milli efsane yaratmak”.  Milli efsaneler yaratarak, halk nezdinde itibar sağlamayı hedefliyorlar. Sonuncu çeşit yalanları ise “liberal yalanlar” oluşturuyor. Burada, “liberal” kelimesi “geleneklerle çatışan” anlamında kullanılıyor. Düşman olarak görülen liderler ile beraber hareket edebilmek için kamuoyuna, onları iyi adam gibi gösterme çabaları da bu tür yalanlara örnek gösteriliyor. Yalan söyleyen liderler, bunu vatanlarına iyilik yapmak için başvurdukları bir çözüm olarak görüyor ve öyle sunuyor; pazarlıyorlar... Saydığımız, beş çeşit yalan sıkça söylenince, seçmenlerin doğru karar verme yeteneği zedeleniyor; kırılgan demokratik ortamlarda, halkın diktatörlüğe doğru eğiliminin artmasına neden olabiliyor...Ülkemizde ise bu davranışın örnekleri oldukça fazla. Biraz düşününce bir çoğunu hatırlamış olacağız...!

Velhasılı kelam sevgili dostum; liderlerin yalanları meşru ve anlaşılabilir kabul edilirken, bizlerin yalanları ise hem bir suç ve buna karşılık ceza ve inancımıza göre de günah; yani iyilikten ve doğru yoldan sapma olarak görülüyor. Her kimin yalanı topluma ve onun değerlerine zarar veriyorsa, onları yine de Allah affetsin demekten başka bir söz yok şimdilik..! Temennimiz budur...