Birileri, orada burada kendini motive etmek amacıyla da olsa, diğer büyük çoğunluğu ruh hastası, narsist ya da nevrotik vaka ilan etmekle uğraşıp duruyor aptalca ve ahmakça...! Hatta bu yetmezmiş gibi, insanı anlama peşinde koşmayıp "sen iyisin, sen cesursun, diğerleri kötü ve suçlu" demekle iftihar edip kendilerini mükemmel ve kusursuz sanıyorlar. İnan, bunlar çok talihsiz düşünceler sevgili dostum!
Biz, bu toplumun içinde var olan, ayakta durmaya çalışan ve mücadele eden insanlarız. Hepimiz bazen nevrotik, bazen iki yüzlü, bazen riyakâr, bazen vefasız, bazen nankör, bazen de korkağız.
Çünkü biz insanız...
Köylüsünü tarımdan ve hayvancılıktan para kazanamaz hale getiren yöneticiler, ya kötü kalpli ve kasıtlı kötülük peşindeler ya da geri zekâlıdırlar sevgili dostum!
Vakti zamanında, uçan kuşla bile konuşabilen insanların, zamanla bir kenara çekildiğini ve neden sert bir karaktere dönüştüğünü hiçbir zaman anlayamayacaksın!
Her sert karakterli insanın arkasında, ona hiçbir şans bırakmayan gerçek bir hayat hikâyesi vardır; hem de en acısından yaşanılan...!
Asıl acı olan, ölüm değil sevgili dostum! Dünyaya gelip de, şu kısacık ömürde insanca yaşayamamak hüzün ve acı vericidir....
Öyle anlaşılıyor ki, bize bir ömür daha lâzım vefatımızdan sonra! Çünkü bu ömrümüzü sadece umutlanmakla geçirdik...
Kimsenin ve hiçbir şeyin etkisinde kalmadan sadece ve sadece vicdanınla konuşmayı dene sevgili dostum!
Velhasılı kelam, zamanında söylenmesi gereken sözler söylenmeyince, zamanı geçtikten sonra gerçekler söylendiğinde, insan, inandırıcılığını kaybediyor!
Nihayetinde, niyeti kötü olanın attığı ok, kendine döner; öyle bir döner ki, aklın yerinden çıkar...!