Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellâl iken pireler berber iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, zamanın birinde uzak bir diyarda yemyeşil bir vadinin içinde derme çatma evler arasında kalmış şirin bir ev varmış. Mimarı görünüşüyle oldukça gösterişli bir evmiş ve temiz bakımlıymış. Kendine ait bir bahçesi, bahçesinde palmiyeler, begonyalar, çam ağaçları, çeşit çeşit çiçekler ve kırlangıçların gelip yuva yaptığı çok nadide tür ağaçlar varmış. Hülasa uzaktan bakıldığı zaman eski bir ev olmasına rağmen çevresine yapılmış olan derme çatma kulübelerin içinde hemen dikkat çeken bir evmiş.

Bu ev kendine has yaşam biçimlerini yaşattığı için vadide yaşayan halk arasında sihirli ev olarak bilinirmiş. Bu öyle bir sihirmiş ki, evin kapısından içeri girenler birden bire nedeni belli olmayan çeşitli maharetlerin sahibi oluverirmiş. Kimisi eline aldığı renkli kalemlerle ya da çeşit çeşit boyalarla evin duvarlarına resimler yapar; başka birileri şarkılar söyler, vadinin yamaçlarında kuzular daha iştahlı otlasınlar diye kaval çalan çobanlar kavallarını bu evin bahçesinde bir başka coşku ile çalar, ağaçların dallarına yuva yapmış kırlangıçlar her tonda sesleri ile şarkılar söyleyerek etrafa neşe saçarlarmış.

Evin sekiz kişiden oluşan sahipleri evde oturmayı çok sever, evin nasıl sihirli olduğuna dair hikâyeler ve bu hikâyelerin içinde evin onlara nasıl yardım ettiğini anlatırlarmış. Bu anlatılanlara ilk zamanlar herkes inanmış. Evin bahçesini daha kalabalıklaştırmak, şarkıları daha yüksek sesle söylemek, bahçe duvarlarına daha güzel resimler yapmak, derin anlam yüklü şiirler yazmak için birbirleri ile yarışırlarmış.

Muhteşem bir cümbüş içinde sihirli evin coşkulu günleri devam ederken bir gün kralın sarayından gelen bir emirle evin sahipleri evden taşınmak zorunda kalmış ve evi tamamen boşaltmışlar. Ev bu süre zarfında terk edilmişlik görüntüsü verirken, yaşadığı o cümbüş şamata ve neşe dolu günlerinden çok uzakta birkaç yıl geçirmiş.

Evin boş olduğunu görenler evi kiralamak istemişler ama kiralayamamışlar ve ev boş durmaya devam etmiş. Bunun üzerine vadide evin sihrinin bozulduğu ve bu nedenle boş kaldığı dedikodusu yayılmış. Bu dedikodu günden güne vadinin her köşesine, yamaçlarına yayılarak güçlü bir inanç haline dönüşmüş.

Aradan aylar günler geçmiş evin sahipleri evi kiralamak isteyen çok sayıda kiracıdan evlerini kurtarabilmek için çok yoğun bir mücadele vermişler. Sonuçta mücadelelerinde başarılı olup, tam birisi kiralamak üzereyken bir gece yarısı sihirli evlerine taşınmışlar. Evlerini yeniden düzenleyip, eşyalarını yerleştirip evin yaşamını eski günlere döndürmek için her şeyi hazırlamışlar.

Bu şekilde birkaç ay geçtikten sonra vadinin sakinleri sihirli evin önünden geçerken evin görünüşünde bir değişiklik hissetmişler. Ev sanki eskisi, o şaşaalı şen şakrak günlerdeki kadar şirin ve temiz görünmüyormuş. Oysa evin sakinleri evin kapısını, pencerelerini, duvarlarını, diş cephesini mis kokulu sabunlu bezlerle silip temizlemişler. Ama tüm bu temizliğe rağmen evin kötü görünümü, bahçesinde açan çiçeklerin solukluğu, kırlangıçların şen şakrak seslerinin çıkmaması dikkat çekici düzeydeymiş. Öyle ki bu kötü görünümü ortadan kaldırabilmek için eğlenceler düzenlemişler, bahçesinde birbirinden farklı güzel yemekler yapıp gelenlere ikram etmişler. Tüm bunları duyurmak için Bremen Mızıkacıları misali tüm vadiye haber uçurmuşlar ama nafile!

Sonuçta vadinin tüm sakinleri bu kötü görünümün ve gidişatın nedenini öğrenmek istemişler ve eve gitmişler. İçeri girince çok şaşırmışlar. Çünkü evin duvarları ağlayan, gözyaşına boğulmuş gözlerle, kırık kalplerle, sıvası dökülmüş ağlayan çatlaklarla doluymuş.

Durumu gören vadi ahalisi evin sahiplerine bu sihirli evle ilgili efsaneyi anlatmaya karar vermişler. Evin sihirli olduğunu, onlardan önce kralın ailesini¸ vezirleri, prensesleri, prensleri ve daha bir çok saray mensubu barındırdığını anlatmışlar. Eve iyi bakıldığı sürece evin de onlara iyi bakacağını anlatmışlar. Evin misafiri olanların iyilik ölçüsünde ilgilenilmesi gerektiğini söylemişler. Ev sahipleri tüm bu anlatılanlara büyük bir kibirle ilk başta inanmamış ama geldikleri günden bu yana evdeki değişimi ve soğukluğu hissetmişler. Çünkü artık evde soğuk bir hava varmış. İlk zamanki gibi sıcak bir hava yokmuş.

Bunun sebebi ise 8 kişiden oluşan ev sahipleri içinde bazılarının dil darbeleri ile eve gelen kimilerine kötü bir şekilde davranmasıymış. Kibir ve dil darbeleri ile duvarları ağlatan çizik atmalar, eşya fırlatmalar sihirli evin canını çok acıtmış, yakmış. Evin bahçesinde ve içinde yaşanan soğukluk masalcının bu masalı anlattığı sırada bile devam ettiğine göre bu can yakmalar hiç unutulmamış!

Masal bu ya, vadinin sakinleri bu olumsuz durumun ortadan kalkması sihirli evin sihrinin yeniden oluşması, eski şen şakrak günlerine yeniden dönmesi için defalarca evin sakinleri konuşmak isteseler de, evin sakinleri büyük bir kibir ve ben bilirim tavrıyla bildiklerini okumaya devam etmişler.

Sihirli evin de sihri bozulup gitmiş ve yalnız başına vadinin ortasında varlığını sürdürmeye devam etmiş.

d2476a67-87a5-4d90-bca7-43641313e898