Ülkemizin popüler televizyon kanallarından birisinde Yılmaz Erdoğan’ın bir dizisi başlıyor: “İnci Taneleri” Önceki gün bu dizinin lansmanı yayınlandı ve dizi şahsen benim aklımda bu görsel ile yer etti.

Sanat, hiçbir şekilde sansür edilemez. Çünkü sanat aklımıza gelebilecek herşeyi kendi diliyle anlatır: Kadın cinayetleri, işlenen tüm suçlar, cinsel yönelimler, savaşlar, bunalımlar, sapkınlıklar ve kötülükler olmak üzere insana ve doğaya dair ne varsa herşeyi…

Sanat yapıtı ne anlatırsa anlatsın, bundan dolayı insana iki şey verir:

1- Ayna tutarak düşünmeyi sağlar, ders vermez, reddetmeyi öğretir.
2- Sanat kötülüğü anlatarak haz verir. Haz verirken düşünmenin kapılarına açar.

Bir sanat yapıtını izlerken edindiğiniz haz ortaya bir öğreti koymaz. Düşündürür. Örneğin ünlü Suç ve Ceza romanındaki o cinayeti okurken, cinayetin işlenmesini değil cinayeti işleyenin yaşadığı duygu durumunu, cinayetin işlenmesine neden olan ilişkiler ağını görerek bunun üzerine düşünürsünüz.

Haz, demek eğlenmek, gırgır ya da şamata yapmak değildir. Evet bunlar hazzın içindedir ama hazzın içinde olan başka şeyler de vardır: Acı, hüzün ve izleyici olarak bize gösterilen başka şeyler de hazzın içindedir. Ancak bunu anlatırken iki şey önemlidir: Üslup ve Sonuç.

Yaptığınız sanatta bu iki olmazsa olmaza dikat edip örneğin pedofili ilişiksini anlatarak insanlığın o düşkün halini sonuç olarak ortaya koyduğunuzda bu sanat yapıtı ciddi ve anlamlı bir sonuç elde eder.

Tam tersine anlattığınız hikayede yer alan, örneğin pedofili ilişiksini kaba bir üslupla anlattığınız zaman bu ibret almak için değil teşvik etmek için yapılmış olur.

İbret ile teşvik arasındaki ayrım çok önemlidir.

Örneğin, 12 Eylül sırasında Diyarbakır Cezaevinde yapılan insanlık dışı işkenceleri dolaysıyla , oradaki dramı anlatıp, izleyici üzerinde “oh iyi ki yapılmış” sonucu veriyorsa başka birşeydir, işte bu dram ülkenin çocuklarını ülkeden kopartıp oraya buraya savurdu ve büyük acılar doğurdu sonucu veriyorsa ve bu sonuç üzerine düşündürüyorsa başka birşeydir.

İşte iyi bir sanat yapıtı ve o sanat yapıtını yapan sanatçı bunun ayarını (ayırdını) iyi bilir.

Kitle iletişim araçlarında bu hikayeler dizi konusu olduğunda bu kurallar geçerli değildir. 

Hayır Değildir! Çünkü:

1- Dizi bir sanatsal yapıt değildir. Dolaysıyla buraya kadar anlattığımız ölçü ve kriteler dizi için geçerli değildir!
2- Dizi, ingilizce ‘entertainment” denilen eğlence sektörü için ticari kaygılarla yapılan, içinde yer alan sanatçıların yaratıcılığı ile şekilenen bir popüler kültür ürünüdür!

Dolaysıyla dizinin açık kanallarda, kaçıncı dakikasında şiddet, cinayet gibi unsurların yayınlandığı, hele hele kadın cinayetlerinin ülkeyi sarıp sarmaladığı günlerde söz konusu dizinin lansmanında aktörün (Yılmaz Erdoğan) arabesk sesiyle söylediği  “senin aşkın değil sadece, failin olmakta varmış” sözleri kadın cinayetini teşvik edicidir!

Neden?

Çünkü ülkemizde kadın cinayetler aleni bir şekilde i “aşk cinayeti” olarak yutturulmaktadır. Çünkü ülkemizde kravatlı aşağılık herifler mahkemede “iyi hal”sosu ile cezasız kalmaktadır.

bu gerçekler ortadayken Yılmaz Erdoğan bey, istediği kadar yüksek telden; “yahu dizi daha yayımlanmadı, diziyi bir izleyin aslında bunu demek istemedim” dese de söyleyecekleri geçersizdir. Çünkü lansmanda verdiği duygunun milyonların üzerindeki etkisi çok kritiktir.

Yılmaz Erdoğan; 1990’larda Kemal Sunal’dan yürüttüğü Mükremin olamadı, sosyalist devrimci sanatçı olamadı, Yılmaz Güney gibi bir sinemacı olamadı ve toplumsal hiçbir konuda konuşmayarak ama “Ben seni sevebilme ihtimalini sevdim” biçimde absürt dizeler yazan şairimsi oldu. Oysa dünya şiirine adını yazdırmış şairlerin çıktığı bir coğrafyada böyle bir dize olmaz. Pırt yani!

Ama ne yazık ki ülkemizde, Yılmaz Erdoğan’ın bir kadını sevebilme ihtimalini sevmesi şairlik zannedildi.

Asıl konuya dönersek; Yılmaz Erdoğan’ın bunu kasıtlı yaptığını zannetmiyorum ama ülkeyi kadın cinayetleri sarmalını sardığı gündemde, dizi ekibinin bunu lansmanı yayınlamayı uygun bulması asla doğru değildir! Kabul edilemez!

anitsayac.com verilerine göre, yazının yayımlandığı saate kadar 2023 yılında öldürülen kadın sayısı 380 kişidir!