Birkaç gün sonra 6. yılını dolduracak olan tek adam sisteminin yarattığı sonuçlar üzerine inşa edilen ucube ittifak sistemi; seçmenin dünya görüşü ile bağdaşmayan partilerin, yine dünya görüşünün bağdaşmadığı adaylarına oy vermek mecburiyetinde bırakacak. Seçmen de haklı olarak bu durumdan rahatsızlığını en üst perdeden belirtmeye başladı. Yani bu dayatmaya ya karşı çıkıyor ya da “inşallah bu son olur” diye sineye çekiyor.

Geçtiğimiz Pazar günü Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edilen 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi aday listelerinden söz ediyorum, anlaşıldığı üzere.

Ülkede çok büyük bir yangın, dehşet ötesi dehşetengiz bir durum var.

Ülkenin para politikasının düzenlemekle yükümlü TCMB, kasasında döviz kalmadığından olacak, dövizi baskılayabilmek için çelik kutulu arabalarla Kapalıçarşı’dan döviz toplamaya çalışırken, bir kalıp beyaz peynir 150 TL, bir adet bildiğimiz soğan 10 TL olmuş. Bu öyle bir yangın, öyle bir dehşetengiz durum ki, itfaiyenin söndürme çalışmalarının hiçbirisinin fayda getirmediği bir sonuç.

İşte bu ahval şerait karşısında, geçmişte birbirlerine demedik laf bırakmayan siyasiler, asla aynı kulvarda yan yana koşmayan ama bölünürken de kavganın en daniskasını yapmaktan çekinmeyen seçmen tayfası, şimdi bira araya gelip bu uçurum aşağı giden gidişatı “nasıl durdurabiliriz?”in hesabını yapıyor.

Yani ülkenin içinde bulunduğu dehşetengiz durum onları bir noktada buluşturdu. Aynen o ünlü Afrika atasözünün vurguladığı gibi.

Şimdi o milletvekili listelerinde adı geçen birçoklarının, ülkenin şimdi yaşadığı bu dehşetengiz durumu yaratan politikalara destek vererek işbirliği yaptığı gerçeği göz önünde aynen duruyor. Ve bu tabii ki kolay kolay unutulmuyor.

Burada asıl konu, yarın öbür gün işler yoluna girdikten sonra bir araya gelen bu beş benzemezin birbirlerine göz dikmeyeceğinin garantisi yok. Büyük ihtimalle oluru var! Oluru var, çünkü bir özeleştiri yapılmış değil. Ülkenin içinde bulunduğu “bu dehşetengiz durumu yaratanlarla işbirliği yaptık, bugünleri hazırladık” demediler.

Yani aklıma şu gelmiyor değil: Bu kaos içinde geçmişin hataları ile bugünleri benzin bidonları ile hazırlayanları yeniden seçtirip, yeniden geçmişe dönülmenin senaryosu mu yazılıyor? Tarih tekerrürden ibarettir sözünü bir kere daha mümkün kılmak mı isteniyor? Hülasa bu telaş niye?

Bundan dolayı seçmen tepkilerinde haksız değil. Hiç kimseden katiline oy vermesini isteyemezsiniz!

Ancak meseleye bir başka bakış açısıyla doğru bir şekilde bakıldığında görünen: Ülkenin içinde bulunduğu bu dehşetengiz durum ortadan kaldırılmalı. Bu ucube günleri yaratan siyasi aktörler sahneden indirilmeli!

Ancak beni asıl endişelendiren şey, milletvekili listelerindeki karma durum değil, bu karma durum dışında kalan mazlum halkın birbirinden uzak durması.

Bu durum gelecek açısından korkutuyor beni! Çünkü bu ayrı kulvarda koşmanın getireceği sonucun telafisi yok.

Gitti mi gider!