DEVA PARTİSİ GENEL BAŞKANI ALİ BABACAN

Partisinin kongreleri, il başkanlığı açılışı ve bir dizi organizasyon amaçlı Trabzon'daydı. 

Boztepe Radison Blu hotelde yapılan Ortahisar Kongresinde Ekonomi ağırlıklı uzun ve etkili konuşma yaptı.

Esnaf ziyaretleri ve il başkanlığı açılışı sonrasında akşam saatlerinde yerel basın mensupları ile bir araya geldi.

Burak Çimşit kardeşimizin daveti ile bende katılarak Haberlobi ailesi adına Babacan ' a bir takım sorular sordum.

Kendisi sıcak, samimi ve içten cevaplar verdi. 

Günebakış Gazetesi imtiyaz sahibi A. Öztürk beyefendinin imalı ve terso sorularına öyle sakin, net ve önemseyici cevaplar verdi ki sonlara doğru neredeyse partiye üye olacak diye korktum.

Giyimi, kuşamı, tarzı, ses tonu, hareketleri, enerjisi, üslubu, her şeyiyle açıkcası MENDERES profili gördüm, Babacan beyefendide.

Oldukça kibar ve naif...

Siyaset bu profili ne kadar benimser, halk ne derece sahip çıkar bilinmez...

İlk bölüm basın toplantısı şeklinde, Ad soyad kurum belirterek sorular yöneltildi, kameralar önünde cevaplar alındı.

İkinci bölüm ise BABACAN isteği doğrultusunda kapalı kamera/mikrofon şeklinde sıcak sohbet şeklinde gerçekleşti.

Her iki bölümde de kendisine sorular yöneltip, sohbet ettim. Neredeyse iki saat olmasına rağmen hiç sıkılmadım. 

Bazı konularda sabaha kadar anlatıp konuşabileceğimizi, hiç sıkıntı olmadığını, neredeyse gündemle ilgili her konuda bilgi sahibi olduğunu belirtti ve hissettirdi.

Gelelim Sorularıma

Toplantı gününün en önemli güncel haberi ANDIMIZ mevzusu idi. Sormamak olmazdı. 

Kendisine ' Partinizin ve Sizin Andımız Konusundaki net fikri ve tavrı nedir ' sorusunu yönelttim.

Açıkcası aldığım cevap karşısında şaşırdım.

Hükümeti bu konuda desteklediğini, kararın siyasi bir karar ve siyasilerin vermesi gerektiği karar olduğunu söyledi. 

2013 yılında bu karar alınırken Başbakan Yardımcısı olduğunu ve kararın alınmasını doğru bulduğunu belirtti. 

Şaşırdım... 

İkinci önemli sorum, kendisinin Anayasanın ilk 4 maddesi ile ilgili değiştirilebilir, tartışılabilir gibi bir söylemi olmuştu.

Bu söyleminiz ' Yanlış mı Anlaşıldı, Burada Ne demek istemiştiniz, fazlasıyla tepki almıştınız, yanlış mı algılandı söyleminiz ' şeklinde soru yönelttim. 

Bu soruma da  pek tahmin ettiğim gibi cevap gelmedi, yine ters köşe...

Eğer Yeni bir Anayasadan söz ediyorsak tamamıyla yeni bir Anayasa, yeni maddeler, yeni kurallar, yeni düzenler olmalı dedi.

Bu ilk 4 maddenin de gerekirse konuşulup tartışılabileceğini, müzakere edilebileceğini, belki sıralamalarının, belki bir kelimesinin, belki bir cümlenin değiştirilebileceğini belirtti.

Sevindiren Cümlesi ise '' Benim ve partimin ; Anayasanın ilk 4 maddesinin ruhu, Cumhuriyetin Kuruluşu ve kuruluş amacı ile ters düşen, karşı gelen bir anlayışı ASLA OLAMAZ '' idi...

Bu maddelerin ruhunu benimsediğini ancak içeriklerinin konuşulup müzakere edilebileceğini söyledi....

Kendisine diğer arkadaşlar tarafından FETÖ ile ilgili, Ekonomi ile ilgili, kendisinin geçmiş dönem icraatları ile ilgili, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili sorular yöneltildi. 

Özetlemem gerekirse cevapları ;

FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜDÜR. BİZİM VE DEVLETİN ASLA BU VE BUNA BENZER YAPILAR İLE İŞİ OLAMAZ. 

EKONOMİ KÖTÜ YÖNETİLİYOR. BİZ BIRAKTIKTAN SONRA HEP GERİYE GİTTİ. 

GEÇMİŞTE UYARILARDA VE TELKİNLERDE BULUNDUM FAKAT HEP EN ÜST MERCİİ TARAFINDAN RED EDİLDİ.

AK PARTİ İLE GÖNÜL BAĞIMIN VE DUYGUSAL BİRLİKTELİĞİMİN KOPMASI SONUCU ORADA DEVAM ETMEM MÜMKÜN DEĞİLDİ.

SAYIN ERDOĞAN KALMAMI İSTEDİ VE ÇEŞİTLİ GÖREVLER TEKLİF ETTİ FAKAT DUYGUSAL KOPUŞ VE AYRILIK YAŞADIĞIM İÇİN BUNLARI KABUL ETMEDİM. 

BU HÜKÜMET ŞEKLİ VE KADROLARI İLE ÜLKENİN DOĞRU YÖNETİLMESİ KAÇINILMAZ HALE GELMİŞTİR.

Notlarım ve hatırladıklarım üç aşağı, beş yukarı böyleydi.

Sohbet esnasında yine benim kendisine yönelttiğim '' Sizden sonra AB ilişkileri ve müzakereleri koptu, Artık Avrupa Birliğine girmenin esamesi bile okunmuyor '' sözlerim üzerine ;

Avrupa birliği defterinin kapandığını ve artık Avrupa Birliğinin de eski gücünde olmadığını, yeni devlet kabul edecek güç ve ekonomiye sahip olmadığını, kopuşlar yaşadığını belirtti. 

Genç ve tecrübesiz isimlerden oluşan kadrolarınız dikkat çekiyor, bu sizin ve partinizi politikası mı yoksa tecrübeli siyasetçiler yanınızda durmaktan çekiniyor, işi zamana mı bırakıyor ? dedim...

Buna cevabı ;

aslında biz kurulurken 20-25 milletvekili ile kurularak mecliste grup oluşturabilecek seviyedeydik. Lakin ben bunu istemedim. Deva Partisi bir partiden ayrılan, bölünen, o partinin eskilerinden oluşan bir parti olsun istemedim. 

Deva Partisi yeni, yıpranmamış, kirlenmemiş, tertemiz ve siyasete yeni atılmış, heyecanlı, enerjik, dinamik yüzlerle olsun istedim. Tabi ki arada tecrübeli isimler şart ve olması gerekiyor, var da zaten fakat ağırlık Genç ve Yeni Kadrolar....'dedi.

Son ve Kritik Sorum ;

CUMHURBAŞKANI ADAYI OLACAK MISINIZ ? 

Şu an için seçim dönemi olmadığından hem ittifak hem de cumhurbaşkanı adaylığı konusunda çalışma yapmadıklarını, partisinde bu kararları almak için yetkili kurumlar olduğunu ve birlikte karar alacaklarını belirtti.

Güzel ve süslü sözler sonrasında son cümlesi ise '' Tabi ki bu yola çıktık ve Partinin Genel Başkanlığını üstlendik, Cumhurbaşkanlığı hedeflerimiz arasındadır, Neden Olmasın '' idi.

Anlamlı, manalı, önemliydi....

Tüm akşamın bendeki kısa özeti bu şekildeydi...

Son genel izlenimlerimi söyleyecek olursam ;

Deva Partisi, Başkanı ve kadrolarıyla siyasette güzel yer edinebilir. Genç ve eğitim seviyesi yüksek kadrolardan oluşuyor... 

Eski ve yıpranmışlar değil Genç, dinamik, eğitimli, bilim odaklı kadrolar hakim....

ALİ BABACAN, siyasi tecrübesi, bilgi, birikim ve donanımıyla siyasette yer edinecek...

Hükümete eleştiriler getiriyor olsa da belli konularda aynı düşünce yapısı ve zihniyete sahip olduğu gözlerden kaçmıyor...

Geçmişinden ve geçmişte yaptıklarından kaçmıyor aksine sahip çıkıyor....

Kendinden ve yaptıklarından emin, bilgi, birikimine, tecrübesine güveniyor...

İktidar olamasa bile mecliste ve siyasetin önemli noktalarında yer edinecek, söz sahibi olabilecek...

Siyasi kariyerindeki en büyük şansı ' ekonominin kötü gidiyor olmasından dolayı kendisinin ön plana çıkma ihtimalinin hep yüksek olması ' ,

Geçmişte yıpranmayan, alaveresi, dalaveresi çıkmayan, söylem ve icraatlarında pek açığı bulunamayan siyasi geçmişi sayesinde ' kızarıp bozarmıyor ' dik kalıyor....

Velhasıl kelam, Ali Babacan duruşu, tarzı, sıcak tavırlarıyla Trabzon ziyareti sırasında gönülleri feth etmeyi ve partisini tanıtmayı başardı.

Yolu çok uzun ve meşakatli....

Kısmen başarılı olabileceğini ve Türk siyasi tarihinde önümüzdeki en az 10 yıl içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum....

DEVALILARA ve Kendisine siyasi hayatında başarılar diliyorum, umarım farklı platformlarda da karşılaşır, sohbeti sürdürürüz, keyif aldığım bir akşamdı....

Soyadı gibi BABACAN tavrı, takdire şahen....