Hep "iyiyiz, bize bir şey olmaz, kale gibiyiz, biz kötü değiliz, hâlâ dimdik ayaktayız" mesajı veriyoruz ya dışarıya... Ama gel gör ki, içimizdeki taşıyıcı kolonlar bile yoruldu artık bu yalancı bedeni taşımaktan...Malesef, öyle görünüyor ki, memleketin en büyük güvenlik sorunlarından biri bu "yalanlar" üzerine inşa edilenler...

Ne ölümün bir hüznü var ruhsuz bedenlerde; ne de hayatın neşesi...

"Nasılsın?" samimiyetsizliği ile "iyiyim" sahtekârlığı arasında bir yerdeyiz sevgili dostum!

Tarihin en eski Türk yazıtlarından birinde şöyle yazar sevgili dostum:

"Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer,
Karga yaşlı annesini besler,
Bunun adı:
“saygılı davranmaktır.”
Horoz  şafak vakti öter, 
Yaban kazları 
Her bahar kuzeye, 
Her sonbahar güneye uçar... 
Bunun adı:
‘’söz tutmaktır.’’ 
Yeşilbaşlı ördek, eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez.
Bu,
‘’sadakat ‘’ 
olarak adlandırılır...
Bir geyik, iyi bir otlağa rastladığında, yaşadığı sürüyü oraya davet eder ve otlağı paylaşır... 
Karınca, yemek gördüğünde bütün koloniyi oraya çağırır...
Bunun adı ise,
‘’adalettir.’’ 
Eğer bir insan, bu erdemlere sahip değilse,
Hayvandan beter bir halde yaşıyordur ..!"

Öyle bir Türkmen duası var ki sevgili dostum; kulaklarını iyi açıp dinlemelisin:
"Allahım! 
İlk önce 
Dağa, taşa ver...
Ormana, 
Hayvanlara, 
Suya ver...
Ondan sonra
İnsanlara, 
Kapı komşuma, 
Muhtaç olana ver...
Kalırsa, 
En son bana ver!"

Kötü alışkanlıklarımız var sevgili dostum; nesilden nesile de aktarılıyor üstelik...

Düğüne gider; göbek atarız!

Başarılı olanı, bir kenara atarız!

İyilik yapana, çamur atarız!

Bilmediklerimizi, biliyormuş gibi kafadan atarız!

Menfaat için göt atarız!

İffetli kadınlara pislik, leke atar; iftira etmekte bir sakınca görmeyiz!

Yağlı kemiğe can atarız!

Ekmeği çöpe atarız!

İnsanlara "seninle işim bitti" der hayatımızdan fırlatıp atarız!

Güçlüye secde eder, güçsüzü ve erdemli insanları kenara atarız!

Sattığımızı satar; satamadığımızı kimseye vermez, depoya atarız!

Karakter maskesini günlük kullanır ve atarız!

Velhasılı kelam sevgili dostum; bu kafayla gidersek, başımızdaki sıkıntıları nah atarız...

Bak sevgili dostum; bu ülke ne kumarhane, ne de o attıklarınız jeton...!

Aman dikkat...!

Ah sevgili dostum ahhh!

Bütün felaketler neden bizim başımıza geliyor? diye sızlanıp durma!

Ders bu, elbette bir sınavı da var...

Ders, sen öğrenene, sınav ise geçerli puan alan alana kadar sürer...