Bütün medeni dünyada, bir turistik destinasyon veya bir müze, seyahat edenler için merak uyandırdığı için bilgilendirme önemli bir konuyu oluşturuyor yönetimler için.

Trabzon; Ayasofyası, Sümelası ve Atatürk Köşküyle kayda değer ziyaretçisine ev sahipliği yapıyor. Son yıllarda ziyaretçi sayısının yüzbinlerle  ölçüldüğünü de biliyor kamuoyu. Trabzon'un adeta sembolleri haline gelen bu mekânlar, farklı dönemlerde de olsa sürekli restorasyon veya tadilat gerekçesiyle ziyarete kapatılmakla kalmıyor; uzun süren çalışmalar nedeniyle Trabzon turizmi darbe alıyor ve turizm camiası tarafından eleştirilere neden oluyor. Turizmle kalkınma politikaları da sekteye uğruyor bir anlamda.

Ayasofya müzesinin camiye dönüştürülmesi ve Sümela Manastırı'nın değişik vesilelerle ziyarete kapatılması sürekli gündemi meşgul edip bugünlere kadar geldi.

Yerel yönetimin, yani Büyükşehir Belediyesi'nin yetki ve sorumluluk alanında bulunan Atatürk Köşkü ile ilgili tadilat ihalesi duyurusu da bunlardan biri. Büyükşehir belediye başkanı Murat Zorluoğlu'nun açıklamaları da ister istemez tartışma konusu oluyor. Şu bir gerçek ki, başkanın kültürel mekanlar konusunda ciddi araştırmalar yaptırması gerekiyor ya da işin uzmanlarının yapması gereken açıklamaları kendisi yapıyor...

Köşk hakkındaki tarihi bilgilerin yetersizliği ve iyi bir bina tarihi çalışması yapılamadığı için geçmişten günümüze anlatılan bilgiler de tartışma konusu olmaya devam ediyor. Diğer bir sorun da, bu tip restorasyon çalışmalarının uzun sürmesi ve turizm sezonunda kapalı tutulması her dönemde eleştirilen bir konu...

Esasında bu tip kararlar alınırken, dikkat edilmesi gereken mevzu, kamu aklını çok yönlü çalıştırmayı becerebilmektir; malesef ülke olarak bunu başaramıyoruz. Sadece karar alınıyor; ihale aşamalarına geçiliyor; bu arada birçok tartışma ve şikayet de beraberinde geliyor.

Sonuçta ihale bir firmaya veriliyor; iş başlatılıyor; genellikle zamanında bitirilemiyor; bitirmek için de süreler uzatılıyor. Hesaplar ve planlamalar alt üst oluyor. Bazen de ihaleyi alan firmalar, işleri layıkıyla yapamadığı gibi, öylesine yalap şalap cinsinden tadilatları bir şekilde bitirilse de, ķısa bir süre sonra yapılan işin kalitesizliği tartışma konusu oluyor ve daha neler neler...

Velhasılı kelam sevgili dostum; Atatürk Köşkü'nun kaliteli bir restorasyon çalışmasına tabi tutulması gerekli görüldüğüne göre,  bu iş görülürken bir taraftan da, binanın tarihsel serüvenini de aydınlatacak çalışmalar yapılırsa, bazı tartışmalı konular da kapanmış olacaktır. Sonuçta, binayı inşa eden Kostantin Kapagiannidis veya o zamanki Trabzon'da "Gabayani" olarak anılan bu ailenin hikâyesini de bilmek icap ediyor. Konu  Atatürk olunca, bu çalışmalara bir bütün olarak bakmak  kaçınılmaz oluyor sevgili dostum...

Eşyalar, dehliz vs sansasyonel  haberlerle gündeme getirmektense, binayı her yıl gözden geçirerek bakımını yapmak da bir vatanseverlik göstergesi oluyor. Ancak, ihaleden ihaleye uzanan bir serüvene konu olması ise çok da şık olmadığı da bir gerçek...!