Yine bu sabah bi Çaylook yaptım.

İlk yudumu aldım. 

Acıydı.

“Demek Tuna bugün sinirli kalktı!” dedim içimden sesimi çıkarmadım. 

Esnaf abilerimiz yerini aldı.

Masalar doldu.

Hemen tostlar söylendi.  

Sohbet ritüelimiz her gün şöyle;

Önce şehir gündemi..

Sonra ülke..

Şen şakrakız yine..

Bayram neşesi.

Acı çay şekeri oldu da..

Aramızdan bir ses ‘ahhh Tarık öldü!’ diye iç yakan o çığlık duyuldu. 

Herkes bir birine baktı.

Anladık.

Bizim Tarık.

Yaşamak için köşesinde durur oyuncak, çakmak, ara da hediyelik eşya satar geçinirdi

Hayata tutunurdu. Küsmezdi. Bizim gibi ona darıldım buna caydım yoktu hayatında.

Aşıktı be! Bizde onun gülüşüne..

E Tarık! 

Bayram bayram..

Gülüşünü aldın gittin.

Oldu mu?

Hep ‘olsun beeeee’ derdin.

Ne diyeyim şimdi arkandan..

Olsun beeee..

Aahanda dedim.

Olsun!

İyiler hep önce gider!

Olsun…

Olsun Tarık kardeşim..

Sana kocaman bir ‘olsun’

Elveda…