İster hayat ile de, ister insan ile de sevgili dostum; o kadar zor günler ile sınanırsın ki, sen bile hayran kalırsın bazı zamanlar kendine...

Kaç defa düştüğünü, kaç defa kalktığını sen bile sayamazsın; saymaya çalışsan da, unutmak istercesine, önüne bakar güler geçersin. Her yaşanan şeyin sonunda tek başına dimdik ayakta kalan da var; hayata küsüp pes eden ve kenara çekilen de...Birileri vardır insanın hayatında, hep kin ve nefretten beslenen! Yıkılman için debelenip durur; seni aşağı çekmekten büyük bir haz alır; mutluluğun onun mutsuzluğu, mutsuzluğun onun mutluluğudur...Yolun çilelidir belki ama, sen, dürüstlük ve merhametinle hep ayakta kalacaksın elbet! Öyle kalmaya da devam edeceksin...Anlatılacak bir hikâyen var sonuçta; senin yazdığın...

Yüreğindeki merhamet ve şefkat sonsuzluğa meşaledir sevgili dostum!

Kavga çıkmasın diye sustuğun zamanlar, kimse kırılmasın diye yuttuğun konular, kaybetmemek için alttan aldığın insanlar hani nerede kaldı ve neredeler hiç sordun mu kendine?

Gün gelir anlarsın ki, bazı kavgalar çıkmalı, bazı kalpler kırılmalı ve bazı insanlar kaybedilmeliymiş...

Sürekli gönül yapmaya çalıştıkça hiçbir değerin kalmıyormuş!

O yüzden dik yürü hep sevgili dostum! Sana sadece sen ve seni gerçekten seven bir avuç insan lâzım...

Velhasılı kelam, girdik bir tünele, sonu hayrola!

Acı yoksa ders yok; hüzün yoksa sevinç yok, ağlamak yoksa temizlenmek de yok vesselâm...!