Kağıt üzerinde kolay gibi gözüken maçlar her zaman zor olmuştur. Hele ki birkaç önemli oyuncunuz sakat ise her şey çok daha zor olur.
Göztepe maçı da bu zorlukta geçti. Bilhassa hücum alanında o kadar yetersizdik ki 50 dakika süren ilk yarıda ciddi gol pozisyonuna giremedik.
Özellikle maçın ilk yarısı rakibin gerek kenar yönetimi gerekse futbolcularında anlamsız bir agresiflik vardı. Neredeyse her pozisyona normal üstü itiraz ettiler.
Müthiş hırs ve azimleri gözlerden kaçmadı. Lidere karşı oynamanın verdiği motivasyon diyelim. Farklı bir durum düşünmek istemiyorum.
Umuyorum ki ligin geriye kalan maçlarında da böyle oynarlar ve puan tablosunda daha iyi yerlere gelirler.
İlk yarının bitimi ile oluşan gerginlik iki takımın oyuncularına da yakışmadı. Özellikle bizim oyuncuların bu tarz olayların içinde olmaması gerekiyor.
Zira futbol tecrübemizden de biliyoruz ki yanan hep biz olmuşuzdur. Daha dikkatli, daha oyuna odaklı. Göreyim sizi.
Sahaya iyi futbol yansıtamadığımız bu tür maçlarda kilidi açacak bir ayak gerekir. Bu maç o görevi Abdülkadir Ömür üstlendi. Rakiplerini teker teker geçip Gervinho'nun önüne akıl dolu bir pas bıraktı. Gervinho da durur mu, yapıştırmış golü. Özel oyunculara sahip olmak güzel, özel oyuncular özel olduklarını bildikleri ve buna göre oynadıklarında ise futbol daha güzel.
Kaptan ve mürettebat azgın denizin çılgın dalgaları arasında hedefine ilerlemeye devam ediyor. Yükümüz çok değerli, yükümüz taraftarımızın hayalleri.
Fırtınanın sonundaki ışık bizleri şampiyonluğa çağırıyor. Tam yol ileri...
Sevgiler,