Ta Osmanlı'dan günümüze uzanan, devlet ve toplum ilişkilerine şöyle kısa bir göz gezdirdiğinde sevgili dostum; padişaha ve saltanata mutlak itaat etmekle yükümlü bir halk ve liderine "padişahım çok yaşa!" diyerek hürmet eden bir toplum yapısıyla yola çıkabilirsin, meselâ! Enver Paşa başa geçtiğinde, "Enver Paşa, Çok Yaşa!", Atatürk Cumhurbaşkanı olduğunda ise, "Gazi Paşa, Çok Yaşa!" denmiş; yani, halkın bu geleneksel alışkanlığı bir şekilde devam etmiş... Başlangıçta "reaya" denilen halk, daha sonra "tebaa" ya, Cumhuriyetle birlikte "yurttaşlık" ve "vatandaşlık" hukukuna dönüşmüş...Bu yolculukta, Osmanlı kamu nizamını belirleyen hukuk yapıcıları, başlangıçta, devletin yüce menfaatlerini korumak için arazilerin büyük bir bölümünü devlete ve vakıf arazilerine ayırmış; en azı ise mülkiyet arazi olarak belirlenmiş. İnsan hakları bildirgesi sonrası, kişi hak ve özgürlükleri, Avrupa'da olduğu gibi, Osmanlı aydınlarında da etkili olmuş; çok uluslu toplumu bir arada tutabilmenin yegâne  çözümünün, eşit hak ve özgürlükleri sağlamak olduğu anlaşılmış...Bu görüş, devlete de hakim olmuş; toplumu huzur ve düzen  içinde yönetebilmenin başka çaresi olmadığı anlaşılmış. Can ve mal güvenliğinden, mülkiyet hakkına, inanç özgürlüğünden, kişi hak ve özgürlüklerine kadar geniş bir reform süreci başlatılmış...Özel mülkiyet alanları genişlemiş; serbest ticaret önem  kazanmış; açıkçası yeni bir düzenin adı konulmuş; bunun için ağır aksak da olsa adımlar atılmış...Cumhuriyetle birlikte, bu hak ve özgürlük alanları, koyu bir devletçi yapı altında ve ağır da olsa, gelişmeye devam etmiş...İkinci Dünya Savaşı sonrası ise demokratikleşme arayışları hız kazanmış ve bugünlere kadar gelinmiş...

Hikâye bu ya sevgili dostum; 
Vakti zamanında ülkenin birinde halk, hükümdara karşı ayaklanmış. Haklıdırlar da! Ne adalet, ne de düzen ve dirlik kalmıştır ülkede...
Bu ayaklanmaya karşı hükümdar, ayaklanan halkı meydandaki büyük bir havuzun etrafında toplar ve onlara bir ders vermek istercesine konuşma yapar:
"- Eğer isterseniz benden çok kolay bir şekilde kurtulabilirsiniz.
Böyle isyan etmenize hiç gerek yok.
Şimdi ben bu havuzu boşalttıracağım; üzerini de kapattıracağım.
Sizden tek isteğim, bu havuzu süt ile doldurmanız.
Herkes gece yarısından sonra bu havuza tek başına bir kova süt dökecek. Ama herkes yapacak bunu...
Bu arada, merak etmeyin, kimse, kimseyi görmeyecek. Güneş doğarken hepiniz burada olun.
Havuz süt ile dolduğunda ben tahtı bırakıp gideceğim" der...
Gece biter; sabah olur. Herkes sevinçle havuzun başına toplanır. Öyle ya artık bu düzenbaz hükümdardan kurtulacaklardır! Hükümdar da gelir ve nihayet üzeri kapalı havuz açılır.
Bir de ne görsünler!
Havuz dolmuştur. Ama sütten çok su doludur.
Çünkü, herkes aynı şeyi düşünmüştür:
"Onca sütün içinde benim döktüğüm bir kova suyu kim farkedecek ..?"
Hükümdar konuşur :
"- Gördünüz mü ? 
Siz ne iseniz, ben de oyum.
Siz düzenbaz olduğunuz için, içinizden kimi seçerseniz seçin, sonuç hiçbir zaman değişmeyecek.
O yüzden ben tahtımda kalıyorum.
Siz de layık olduğunuz sistemin içinde yaşayacaksınız, der ve halk, boynunu bükerek dağılır; gider...
 Aslında, kaderlerini kendileri belirlemiştir; başkaları değil...

Velhasılı kelam sevgili dostum; toplumun kaderini belirleyen şey, haksızlıklara ve baskıya, bildikleri halde sessiz kalan çoğunluklardır. Gün gelir, sessizlik ihanet olur yani... Çoğunluk sesini ve tepkisini yükselttiğinde tekrar bir düzen ve dirlik arayışı önem kazanıyor. Allah, özgürlüklerin, gerçek kaynağıdır ve en büyük cömertliğin sahibidir. Fitne, baskı, bozgunculuk ve cana kıymaktan daha büyük bir kötülük yoktur. Peygamberler, tevhid inancını, aynı zamanda, insanın haysiyetini ve hakkını koruyucu ilahi bir sistem olarak anlayıp uygulamışlardır. Peygamberlerin, mevcut otoriteyle mücadeleleri, sanıldığı gibi Allah'ı savunmak için değil,  kendisini insanların efendisi, mutlak yöneticisi olarak görenlerin otoritesine karşı çıkmak, onun zulmüne boyun eğmemek içindi. O halde mesele, inanç dahil her yönüyle hak ve hürriyet meselesi olup, bütün peygamberler aynı zamanda birer insan hakları savunucularıydı...