Ölümü yüceltip, güzel yaşamayı aşağılayan mıyız?Dini yüceltip bilime kayıtsız kalan mıyız?
Lideri yüceltip, iyi bir sistem ya da düzende yaşayan mıyız?
İmanı yüceltip aklı aşağılayan mıyız?
Duyguları yüceltip mantığı küçümseyen miyiz? Müteahhitti yüceltip, mühendisi aşağılayan mıyız?
Üniversiteleriyle değil, camileriyle gurur duyan mıyız?
“Alnı secde görüyor” diye, zorba ve hırsız politikacılara oy veren miyiz? İmamları yüceltip, filozofları aşağılayan mıyız?
Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılayan mıyız?
Kendi çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını İmam Hatiplere zorlayan mıyız?
Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanan mıyız?
Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapan mıyız?
Hatasından ders alıp öğrenmek yerine, hatasıyla duygusal bağ kurup hayatını bataklığa çeviren miyiz?
Standart sahibi olmak yerine, düştükçe “beterin beteri var!” diye kendini avutan mıyız?
Başına gelende katkısı olduğunu görmek yerine, hep dış güçleri suçlayan mıyız?
Şeytan taşlamaktan ibadet etmeye zaman bulamayan mıyız?
Kendi hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla övünen miyiz?
Sıkılmış bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna inanan mıyız?
Yukarıdaki maddelerin birçoğunun dinle ilgili olduğunu görüyor musun sevgili dostum?
Çünkü ortalama bir Türkiyeli'nin beyninin, %75'İ din ile kaplı olduğunun farkında mısın?
Bu yüzden diğer şeylere çok az yer kalır. Onun zihniyetiyle ilgili söylediğiniz her şeyi, dinine saldırı sayar.
Dinle ilgili olmayan konularda pek fikri olmadığı için, dinini ilgilendirmeyen hiçbir eleştiri yapma şansınız da yoktur!
Üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık yakalamanın imkânsızlığı gibi bir şey...
İronik bir şekilde, mülteciler, ülkelerinin sıkıcılığından kaçıp, nefes almak için turist olarak ABD’ye, Avrupa'ya veya Türkiye 'ye mi geliyorlar...?
Yurt dışındaki en iyi restoranların, en iyi yerlerinde hep Arap şeyhlerinin çocukları, yanlarında Rus sevgilileriyle gününü gün ederler...
“Kendi ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde hayatlarını yaşıyor; kendi halklarına da din pazarlıyorlar...
Ama kendileri son derece "dünyevi yaşıyor”...
Halklarına ise hep yasak!…
Celladına aşık zihniyetteki insanlar için ne yapılabilir ki…?
Bu açıklamayı kimseyi ikna etmek için yazmadık elbette... Mantığa inanmayan insanların, mantıklı argümanlarla değiştirilemeyeceği bir gerçek. Bu hayatta, bazıları akılla öğreniyor, bazıları ise acıyla...
Maalesef bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyasına dönüştü artık...
Benimki, sadece geleceğe dönük bir “Ben dememiş miydim! ” notu...
Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını, ama hep geç anlaşıldığını biliyoruz. Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar; ama hep geç anlarlar…!
Az gelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır: İdrak gecikmesi …!
Matbaanın 300 yıl geç geldiği bir topluma, mantık da olması gerekenden 30 yıl sonra geliyor… Neyin en mantıklı çözüm olduğuna karar vermeden önce
30 yıl kavga ediliyor..!
"COĞRAFYA KADERDİR" der, İbni Haldun.
Bizim kaderimiz de İDRAK GECİKMESİ…!