Zam, yani fiyat artışı, ülkemizde yeni bir yaşam biçimine dönüştü tekrar...Herkesin kabullenmek zorunda kaldığı bir nevi kazıklanma biçimi de denilebilir...

Bazen enflasyon deniliyor,  bazen dünya koşulları böyle deniliyor, bazen de fiyatlar güncellendi deniliyor; kısaca zam bu, kâbus gibi milletin üzerine çöktürülüyor. Hatta, Türkçemizde zam yağmuru deyimi bile yerini almış durumda. Şimdi ise, küresel ekonominin kurallarına karşı direnç gösteremeyen Türk ekonomisinin yalpaladığının, bir o yana bir bu yana savrulduğunun göstergesi...Adeta zama zam yaparak, zam üstüne zam ile yürütülmeye çalışılan bir ekonomi doktrini! Açıkçası piyasa fiyatlarında adı konulmamış bir devrim yaşanıyor. Diğer taraftan, asgari ücrete ve memur maaşlarına yapılan zamlar da, bir şeyleri yakalamaya çalışıyor gibi...!

Velhasılı kelam sevgili dostum; mutlu azınlık böyle çalkantılı zamanlarda gücüne güç katarken, büyük çoğunluk ise devlete ve azınlığın cebine çalışmakla meşgul...En kolay olanı da bu zaten muktedirler için! Başka bir yol var mı sorusuna verilecek en iyi cevap, elbette var ama herkes sus pus...!