Bilgenin dediği gibi, "Yıldızları çalanlar var; bu karanlığın sebebi onlar" sevgili dostum!
Birileri, hakkında çok ileri geri konuşsa da, Türkçe çok esaslı bir dildir aslında! Deyimleriyle, atasözleriyle ve kısacık kelimeleriyle çok şey ifade edebilirsiniz isterseniz...Öyle uzun uzadıya konuşmaya, ahkâm kesip ayrıntılarda boğulmaya tahammülü olmayan bir dil aslında! Millet olarak da böyle değil miyiz? Bir kesim, sırf kendini bilgiliymiş gibi uzun uzadıya konuşup çevresindekileri esir alırken, bir kesim de, birkaç cümle ile hayatı özetler ve geçer...Konuşmaya hasret insanların dudaklarından dökülen kelimeler bir türlü bitmek bilmez! Bazen konuşkan ve neşeli olduğunu ileri süren kadın ya da erkek hiç farketmez; bunu bir maharetmiş gibi sunar ya; işte bu anlar, insanı zıvanadan çıkarmaya yeter de, artar bile... Bunlara, kısaca "boşboğazlı" ya da "geveze" demekten başka bir çare yok...Bazısı, konuşmasını uzattıkça uzatır; bununla kalmaz, sözlerine de onay bekler...Bu türden insanlar ayrı bir film konusu! Karşı tarafta dinleyici konumunda olanları bıktırmakla kalmazlar..."Yeter artık, konuşma, sus!" demek yerine, sadece "yani" veya "aynen" kelimeleri dillere yapışır. Her iki kelime de, kısaca "dinlemiyorum, dinlemek istemiyorum ve artık bıktırdın" demekten ibaret!
Velhasılı kelam; siz, siz olun, sizi dinlemekten keyif alan insanlarla veya dinlemeyi bilenlerle konuşun...Günümüzde, insanların kafaları o kadar meşgul ve zihinleri o kadar ruhsuz ki, hiç kimse karşı tarafın ne dediğini dinlemiyor bile! Sadece dinlermiş gibi yapıyor! İşin açıkçası sevgili dostum; ne herkesle konuşulabilir; ne dertleşilebilir; ne de gülünür veya ağlanır...Nerde olursanız olun, birileri "yani" ve "aynen" kelimelerini kullanmaya başlıyorsa, orada söylenecek söz kalmamıştır; susma vakti olduğunu anlamalısın!
Her ne olursa olsun, kahramanlar ölmüyor; bir başka vücutta can buluyor sevgili dostum!
Muhakkak ki, en güzel duyguları, en ruhsuz insanlar öldürür; yani, aynen!