Bakma sen sevgili dostum alım  gücünün azalması, pahalılık, geçim sıkıntısı, işsizlik vs denildiğine...Her şeye rağmen, hemen her kulvarda hayat bütün canlılığıyla devam ediyor. Ruhen daralmış ve bunalmış olan hemen her kesimden insan, ruhuna iyi gelecek her ne varsa bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kimi deniz kenarında, kimi köyünde, kimi ormanlarda doğanın içinde,  kimi alış-veriş merkezlerinde, kimi eğlence mekânlarında gününü bir şekilde gün etmenin peşinde dolaşıp duruyor. Özellikle gençlerin gece yaşamına kattığı renkleri anlatmak kelimelerle kifayetsiz...Yıl sonu mezuniyet partilerinden, balolara uzanan farklı organizasyonlarda eğlencenin tadını çıkarıyorlar. Bazıları kafelerde, bazıları meyhanelerde, bazıları barlarda, bazıları ise düğün salonlarında programlarını yapabiliyorlar her şeye rağmen!

Kızlı erkekli eğlence mekânlarında, canlı müzik eşliğinde, kâh  hüzünleniyor, kâh  kederleniyor, kâh müziğin ritmine uyarak akıp gidiyorlar. İsteyen istediğini içiyor. Biradan, votkaya rakıya uzanan geniş bir seçenekleri var. Herkes, kendi meşrebine uygun olarak geceye renk katıyor. İlerleyen saatlerde, herkes kaynaşıyor; ne bir sataşma var, ne de bir itişme kakışma...Kavga ararsanız imkânsız  gibi görünüyor. 
Velhasılı kelam sevgili dostum; ister genç olun, ister orta yaş ya da yaşlı, hayata anlam katan her ne varsa onu ölçülü  yaşayın; hayatı israf etmeyin!

Aksi takdirde, gün bitince geri gelmiyor. Zaman zaten akıp giden, insanı derinden ve inceden inceye kemiren bir mefhum gibi duruyor...

Beğenin ya da beğenmeyin, her şeye rağmen yeni bir nesil geliyor! Üretmeyi ve kazanmayı sevdiği kadar, bir o kadar da dünya nimetlerinden yararlanmak isteyen bir nesil bu...Hangi değer yargısına sahip olursa olsun bu ülkenin evlâtları...Sulu ya da kuru içiyorlarmış hiç farketmez. İnsan olmanın avantajlarını kullanan veya değerlendiren, insanca yaşama arzusu ile yanıp tutuşan herkese selâm olsun sevgili dostum; selâm  olsun...!