Yakın siyasi tarihimize baktığında sevgili dostum; her buhranlı dönemde, sokaklarda dilden dile aktarılan soru:
"Ne olacak bu memleketin hali?" sorusudur...

Mevcut sistemin şartlarından beslenen de var; kaybeden de. Kaybedenlerin oranı arttıkça, elbette iktidardan umudunu kesenlerin sayısı da artıyor sonuçta. Son düzlükte, özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların mevcut hayat koşullarından oldukça rahatsız olduğu bir gerçek...Partilerin kaderini de bu seçmenler belirleyecek!

Siyaset kültürümüze, geçmişte iktidar olmuş insanların söylemleri de damgasını vuruyor birer birer... "Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz", "her gün yeni bir başlangıçtır" ve "dün, dündür; bugün bugündür " gibi siyasi deneyimler, siyasette de sürekli eğilip bükülmeleri, doğal ve meşru kılıyor.

Her hamle, kazanmak için yapıldığından, siyaseten artık bu durum sıradan bir durum olarak görülüyor. 

Öfke, hatta sınırsız nefret..!

Bunlar çağımızın hastalıklarıdır ve ne yazık ki, Türkiye'de bir salgın dönüştüğünün çoğunluk farkında bile değil...

Nihayetinde, siyasetçiler, her ne kadar seçim sürecinde birbirine atıp tutarken, sonradan hiçbir şey olmamış gibi yan yana olmaya devam edecekler. Dokunulmazlıklarından tutun da, her türlü ayrıcalıklara sistem içinde sahip olacaklar. 

Velhasılı kelam sevgili dostum; insan, arada bir aynaya bakmalı! Güzel miyim, çirkin miyim, yakışıklı mıyım diye değil elbette! İnsan mıyım, yoksa değil miyim diye...

Emin olduğumuz tek bir şey var sevgili dostum!

Şeytan, senin ya da toplumun hayatına birilerini gönderip dahil ettiğinde, bu kişiler beraberinde, kaos, drama, trajedi ve stresi de getiriyor..."Şeytanın ne kabahati var, akılsızlık sizde!" dediğini duyar gibiyim...

Hani birbirimize olan güveni kaybettik ve kalplerimiz güvensiz oldu ya artık!

İşte, bunların hepsini, karaktersiz insanlara borçluyuz...

Sonuçta sevgili dostum; milyonlarca fakir seçmen sandığa gider; sandıktan birçok zengin aday çıkarır...

Aslında seçim diye bir şey yoktur. Çünkü siz onları seçmiyorsunuz; onlar, kendilerini size seçtiriyorlar vesselam...

Zorlanan hiçbir şey sağlıklı sonuç vermiyor! Sessiz ve derinden her şeyi akışına bırakmakta yarar var...