Öyle bir çağda yaşıyoruz ki sevgili dostum; düşünen makinalardan gurur duyuyoruz; ama düşünen insanlardan nefret ediyoruz...Gerçeklerden kaçıyoruz; sanki sonsuza dek saklanacaklarmış gibi...

Bir gün gerçeği öğreneceksiniz; işte o zaman gerçek, aklınızı başınızdan alacak, hepinizi delirtecek...!

İş olsun, torba dolsun kabilinden süslü cümlelerle yeni yılı kutlamak elbette isterdik; ama sevgili dostum; öyle iyi dileklerle falan bu işlerin yürümediğini nedense bir türlü öğrenemedik! Bir şeyler yapmadan hiçbir şeyin değişmeyeceğini de anlayamadık...! Hep ağzımızla çalışıp lâf ürettik durduk...İşin aslı öyle değil; yaşanabilir ve müreffeh bir ülke hayali, tamamen gerçek yurtseverlerin elini taşın altına koymasıyla, organize olmasıyla gerçekleşiyor. 

Bu olmadıkça, birileri nasıl isterse, nasıl planlar yaparsa ona mahkûm ve tâbi  olmaya devam edeceğiz. Yoksa her şey, bir boş  hayal ve düşünce  maceraperestliğinden ibaret; açıkçası hayal kırıklıkları yaşanmaya devam edecek... Kimse de bir sürpriz beklemesin! Bir kurtarıcı da gelmeyecek!

Yine de, gönlümüzden geçeni elbette söylemeden geçmeyeceğiz. Kendimizi, Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirinde buluruz; gerçekleşir ya da gerçekleşmez; hiç farketmez:

Memleket İsterim

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.

Velhasılı kelam sevgili dostum; her ne olursa olsun; insanlık olsun, adamlık olsun ve de yaşamın her alanında, hukuk düzeni ve ahlâk hakim olsun...
Sonuçta, bilgenin dediği gibi, "hiçbir ressam çizemez, sahte gülüşlerdeki kahpeliğin resmini"...Kimin kalbinde sevgi bittiyse sevgili dostum; cehennem oradadır; başka yerde arama...! İyi insanların olduğu her yerde cenneti bulursun; tercih elbette senin! İyiliği başlat; devamı gelecektir...