Son yıllarda kişisel gelişim üzerine yazılan kitaplar ve çekilen videolar çok revaçta sevgili dostum! Öyle bir ilgi görüyor ki, hemen herkes bilgece kurulan cümleleri taklit etmekle meşgul!

Bunlardan biri de, "Kaybettiğin yerde durma!" ve "Başaramayan gider!"  gibi iddialı lâflar...Lâflar diyoruz; çünkü ne siyasette, ne iktidarda, ne diyanette, ne bürokraside, ne muhalefette, ne de diplomaside geçerliliği yok gibi! Belki de ticari hayata ve iş yaşamına uygun sözler gibi duruyor açıkçası..."Yeniden başlayacaksan, başka bir yerde başla" 'yı öğütlüyor gibi...

Ekonomik krizlere bağlı olarak "dibe vuranların" öyküsü bu denilse daha doğru olur...

Sevgili dostum; öyle böyle değil; 100 yıllık bir devletin binlerce yıllık Türk milletinin eseri bu Türkiye Cumhuriyeti...Birilerinin TC'yi sildirmesi veya başkalarının aşağılamak için TC demesine aldırış etme!

Seçimin üzerinden 6 ay geçtiğini düşün! Allah sağlık verirse, Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız. Peki yeni iktidarın, altıncı ayda ekonomide neleri değiştirmesi beklenecek? Patlayacak diye sürekli endişe ile takip edilen dolar kuru sakinleşecek mi?

Piyasalara bir güven gelecek mi?

Ülkeye, ihracaat ve turizm dışında yeni döviz girişleri olacak mı?

Enflasyon kalıcı düşüşe geçecek mi? Pazar çantaları daha rahat dolacak mı?

TÜİK’in açıkladığı yanlış veriler yüzünden gelir kaybetmeye devam mı edeceğiz?

Gelir vergisi dilimleri yeniden düzenlenip tüketimden alınan vergiler azaltılacak mı?

Mal ve eşya maliyetleri frenlenebilecek mi?

Dar gelirli vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu sosyal destekler yeniden gözden geçirilecek mi? 

Krediye ya da kamuya iş başvurusuna gittiğimizde, kimi tanıyıp  tanımadığımızın bir önemi kalacak mı?

Görevlerine parti ve farklı aidiyetler ile atanmış olanların yerine liyakatlı, vatanı dışında hiçbir aidiyeti öncelemeyen kişiler getirilecek mi?

Her gün bir yenisi eklenen sermaye kontrollerine son verilecek mi?

Bankalara, şirketlere gelen uyarı ve tehdit telefonları bitecek mi?

Kamudaki tüm yolsuzluklar ile ilgili soruşturmalar başlayacak mı?

Velhasılı kelâm sevgili dostum; vatandaş olarak adam yerine konulacak mıyız yoksa namerte muhtaç mı edileceğiz?

Mevcut siyasi görüşe; doğaya, çevreye, hayvana insana, toprağa, Türkiye'ye, dine ve ahlâka verdiği hasarlardan dolayı " ceza verilecek mi? Cezası neden verilmiyor? diye isyan edenlerin ve dinden uzaklaşan birçok insanın olduğunu unutma sevgili dostum!

Bir de ilâhi değişmez yasalar var tabi ki...Yüce yaratıcının da buna bir cevabı olacağını düşüneniz var mı?

Memleket yönetiminde sorumluluk alanların, erdemli davranıp istenmediği yerde durmaması, hem memlekete, hem de tarihe faydalı bir not düşmeye vesile oluyor...