Dünya hali işte; insan olgunlaştıkça, olan bitene kafa yordukça ve inceden inceye düşünüp tarttıkça, bu memlekette yerleşmiş birçok gelenek denilen alışkanlıkların çoğunun anlamını yitirdiğini gayet kolay görebiliyorsun sevgili dostum!
Geçmişte çoğu toplumsal değer yargılarımızın nasıl adım adım yerle bir olduğunu gördükçe bazıları üzülse de, yapacak hiçbir şey yoktur artık! Bir neslin, olan biten her şeye karşı sessiz ve tepkisiz kalması kültürel erozyonun boyutunu gün geçtikçe artırıyor...
"İster dini bayram olsun, ister milli bayram hiç farketmez; bayram iyidir; güzeldir!Bayramlaşmak daha iyi ve daha güzeldir diyenler", günümüzün gerçeklerini daha iyi anlatabiliyorlar. Geçmişte öyle bir bilinçaltı oluşmuş ki sevgili dostum; dini bayramlar sanki daha kutsal olarak görülmüş; dindar ve muhafazakâr kesimi temsil edermiş gibi algılanmış. Milli bayramlar ise daha çok devletçi bir gelenekmiş gibi sadece resmi törenlerle kutlanır olmuş.
Değişen siyasi dengeler ve geleceğe dair olası psikolojik etkiler nedeniyle, bu özel günde, Atatürk adını ağızlarından düşürmeyecek olanlar yine mangalda kül bırakmayacaklar. Dün, ocu bucu olan herkes Atatürkçü kesilecek...Bugüne kadar ülkenin demokratik değerleri için ne yaptınız? diye sorulduğunda, havaalanları, yollar, köprüler, tüneller, hastanelerden bahsedecekler...
Millet olarak binayı seviyoruz; inşaat yapanları da kutsuyoruz sevgili dostum!
Geri zekâlı siyasetçilerin psikopatça tutumlarından, milletle alay edercesine konuşmalarından, yalan üstüne yalanlarından, devasa bir tiyatro oynamalarından bu millet bıktı usandı ve çok yoruldu be anla artık...
Ne yazık ki, fikirlerini özgürce ifade edemeyen insanlar ve toplumlar iki yüzlü olurlar ve devlete karşı fesatçı durumuna düşerler...Al sana bal kaymak; ye ye dur!
Sevdiklerinin ve onu sevenlerin hakkını asla ödeyemeyeceğini düşünen ve onları yeterince sevemediğini düşündüğü için vicdan azabı ve acı çekip kahrından ölüp giden insanları gözardı etme sevgili dostum!
Aklını ve kalbini olgunlaştırmak; insani kimliğini zenginleştirmek yerine kendini fazlasıyla zenginleştirmek için uğraşanlar yazık size...!
Oysa mutluluk için insanın sahip olduğu zenginliklerinden ve elindeki maddi değerlerinden daha ziyade, insanın içindeki şeyler önemlidir..!
Velhasılı kelam, içten gelmeyen bir muhabbette hayır yoktur derler ya!
İnsanların her şeyi biliyormuş ve akıllıymış gibi davranması aslında onları aptallaştırıyor sevgili dostum! Çünkü ne bir şeyi merak eden var; ne de öğrenmek için soran ve sorgulayan...!
Kısacası "boş beyin, şeytanın oyun alanıdır."