Kötülerin yaptığı şeylerle başa çıkmak için iyilerin psikoloğa gitmesi gerektiği tepetaklak bir dünyada yaşıyoruz sanki!
Oturup kalkıp bize millet olarak ne oldu da böyle olduk deyip durma sevgili dostum! Tarih göstermiştir ki, din adamları ve siyasetçiler milletleri ya aydınlığa çıkarır; ya da karanlığa gömer! Aydınlıkta mısın karanlığa mı mahkumsun kararını sen ver artık...Türkiye'yi aynaya tuttuğunda sevgili dostum; bak ayna ne diyor?:
"Gösteriş için namaz kılanlar,
Halkı her halükarda sömüren tiranlar,
Umre yapıp gümrükte viski alanlar,
Görevini yapmayan savcılar ve hakimler,
Gereğinden çok avlanan avcılar,
Çoluk çocuk, kız erkek demeden nallayanlar,
Külliyeye kuyruk sallayanlar,
Sakallı Haçlılar,
Tespihli Budistler,
Aslını inkâr edenler,
Teşhirci çıplak bedenler,
Senede üç beş kez din ve koca değiştirenler,
Kökü burada meyvesi dışarıda olanlar,
İhaleye takke, tespih ile konanlar,
Aptallık ve fakirlikte ısrar edenler,
Atatürk'ü kalkan yapan çakma Cumhuriyetçiler,
Her pisliğe bulaşmış milliyetçi görünenler,
Bir kereden bir şey olmaz diyenler,
Haramı bağırsak, öd ve bumbarı boşaltmadan yiyenler,
Kul hakkı yiyenler,
Devletin hırkasını kirli giyenler,
Kendinden olmayanı hor görenler,
İnsanlığın başına çorap örenler,
Haram süt emenler,
Madencileri diri diri gömenler,
Kukla bakanlar, milletvekilleri,
Ormanları yakanlar,
Çakmağı çakanlar,
Halkı birbirine takanlar,
Dilinde yalanlar,
Sessiz kalanlar,
Ve daha pek çok karaktersiz olanlar hariç herkese merhaba" sevgili dostum; merhaba, merhaba...!
Velhasılı kelam; onurlu bir vazgeçiş; ayaklar altındaki bir kaybedişten her zaman daha iyidir derler de, ya deliler haklıysa ne olacak sevgili dostum? Hiç düşündün mü vesselam?...