Türkiye gündemi o kadar hareketli ki, sürekli gündem değişiyor; gerçekten ilginç gelişmeler oluyor! Hükümet, enerjide ve vergilerde vs zam kararları alıyor; bir tarafta televizyonlara çıkıp zammı eleştirenler ,  diğer tarafta ise gerekçelerini açıklayıp zammı haklı göstermeye çalışanlar... Siyasetçisinden, gazetecisine kadar hemen her kesimden konuşmacı ahkâm  kesmeye devam ediyor; her zamanki tiyatro sahnesi yani...Gelin görün ki, iş olsun torba dolsun cinsinden afili cümleler peş peşe kuruluyor; kızıyorlar,  eleştiriyorlar, tartışıyorlar vs ama hiçbir şey değişmiyor. Zamları protesto edebilecek herhangi bir babayiğit ortada yok! Zammın, bu tartışmaların  sonucu olarak geri alındığına hiç şahit olmadık...Her neyse, boş laflar ve zaman kaybı kısacası...

Bu arada, Hadise'nin, "Hay Hay" adlı şarkısını dinlerken, "geliyor gelmekte olan, sanırım sona yakınım, yakınım " cümlesi dikkatimizi çekiyor sevgili dostum!

İşin ilginç tarafı, siyasi bir kriz yaşayan Türkiye ortamında, iktidara aday olan bir partinin ve onun liderinin slogan adı altında bu cümleyi sarfetmesi, gün gelecek inanın alay konusu olacak! "Ekmek için Ekmeleddin" de olduğu gibi! Çoğu kişide böyle bir his var... Belki de, memleketi tozu  dumana katan muktedirlere karşı, hiçbir muhalif parti, kendi hikâyesini yazmıyor ya da yazamıyor! Slogan seçerken ve onu dillendirirken iyi düşünmek lazım! Bazı siyasetçiler yeteneksizliklerini özellikle göstermek istercesine pot üzerine pot kırarken, akıbetlerini bilmeden havaya girerek iyi bir lidermiş gibi davranmakla meşgul...Ancak, hayal kırıklığıyla ve hüsranla karşılaştıklarında "biz nerede yanlış  yaptık?" diye oturup dizlerini dövecekler, zamanı gelince...!

Velhasılı kelam sevgili dostum; şarkının sözündeki "sanırım sona yakınım, yakınım!" cümlesini iyi düşünsünler; gün gelir pişmanlık fayda etmez; bütün emekler heba olur. Yeni Türkiye'ye, yeni şeyler söylemek lazım; bencillik kokan cümleler değil...!