Öyle bir ülke, öyle bir toplum düşün ki sevgili dostum; öfkelenmek için can atıyor; bahaneler arıyor sanki!

İşler planlandığı gibi gitmeyince, medeni, temiz vicdanlı ve güzel ahlâk sahibi insan olmayı unutup hemen öfke diline geçiyoruz.

Hayvanlaşıyoruz kısacası...Oysa ki, öfkeli yaşam, sevgisizliğin ta kendisi; hayvani meydan okuma bir bakıma. İnsanın hayvani tarafı kısacası.

Senin öfken kendinedir aslında sevgili dostum! Tatlı dilin ve güzel sözün bir sihir olduğunu ne çabuk unuttun!

Tuhaf bir millete dönüştük; dönüştürüldük?

Herkes, yanlış insanlara duyduğu öfkeyi, tanıdığı en doğru insanlara kusmaya başladı...

"Bazen devam etmek; sadece devam etmek, insanüstü bir başarıdır" diyenlere, 

"Belki her şey çok güzel olmayacak; ama bazı şeyler güzel olacak!" diyenlere, 

"Durun, ey halkım! Gittiğiniz yol yol değil; bir çıkmaz sokak!

Bugün göz yumduklarınız ve merhamet ettikleriniz var ya, yarın size göz açtırmayacak; hem de öz vatanımızda..." diyenlere, 

"Bizi nereye koyarsanız koyun, tek başımıza kalsak da davamız bitmez! Her nereye sokulursak sokulalım, oranın duvarına inatla "Yaşasın,

Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti! yazacağız..." diyenlere,

"Sevdiklerinizin kalbini kırmayın; konuşurken iyi düşünün sevgili dostlar! Kalp bir kez kırıldı mı hiç kimseye aldırmaz ve hiçbir şeyi de umursamaz! Eyvallahı yoktur çünkü...

Gönülden düşen düşmüştür bir kere...Belki mutluluğun sonu, ama huzurun başlangıcıdır bu nerden bilebilirsin ki?" diyenlere, 

"Sen istemediğin sürece hiçbir şey için ödün  vermemelisin! Çünkü uğruna fedakârlık yaptığınız kişiler, yarın sizi unutabilir!"diyenlere,

"Bir insan, ne düşünürse o olur!" diyenlere,

"Mantığın ve sorumluluğun olmadığı bir dünya düşünebiliyor musun?"diyenlere,

"Bizim hikayemiz çok karışık sevgili dostum! Dokunma yanarsın...!" diyenlere,

"Ayrıntılarda boğulup hikâyenin aslını unutuyoruz!" diyenlere, 

"Bir balık öldü diye deniz kurumaz! diyenlere,

"Namuslu bir hikâyen varsa kimse seni satın alamaz!" diyenlere, 

Selâm olsun sevgili dostum selâm olsun!