Ceviz kurdunun hikayesini bilir misin sevgili dostum? Elbette bilirsin de, bir de bizden dinlemelisin!
Ceviz kurdu, gireceği kadar bir delik açarak,  daldaki yaş cevizin içine girer. Cevizin içi insan beynine benzer ya, başlar onu yemeye, tazeciktir; lezzetlidir... Büyük  bir iştahla günbegün yemeye devam eder. Yedikçe şişmanlar, karnı, bedeni büyür; farkında bile degildir; anın hazzını yaşamaktadır... Yeterince beslendiğini ve doyduğunu düşünerek (içgüdüsel olarak) çıkıp gitmek ister. Ama girdiği delikten çıkamaz; şaşkındır artık. Daha da kötüsü içi yenilen ceviz de, kurumuş ve sertleşmiştir; o deliği genişletmek artık imkansızdır; dener ama nafile...Kurtcuk oturup bakar ki, delikten çıkmanın tek yolu, zayıflamayı beklemektir. Aç kaldıkça zayiflar; eski çiliz haline dönmüştür tekrar...Ve bir gün o delikten dışarı çıkar. Ama çıktığında hasat mevsimi bitmiş; ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içsiz ceviz kalmıştır...
Işte böyle sevgili dostum!

Kimi insanlardaki, para, mal mülk hırsı da, ceviz kurdunun durumuna benzer. O hırsı yenip, artık yeter! dediğinde baharlar yazlar bitmiş olur.

Geriye sadece ömrünün sonbaharında çeşitli hastalıklar,  ilaçlar ve diyetler ile geçirmek zorunda kalacağı koskocaman bir kara kış kalmış olur! ...