Öyle anlaşılıyor ki yeni Türkiye'de psikoterapistlik ve psikiyatristlik yükselen meslekler kategorisinde zirveden kolay kolay inmeyecek! Neden mi? Kimse, kimseyi dinlemiyor sevgili dostum; dinliyormuş gibi yapıyor; sadece söyleyeceklerini söylüyor.

Derinlerde yaşanan travmalar ve depresif halleri açığa vuran her söz boşlukta yankılanıyor. Sen, her  dinlemek isteyişinde ve de anlamaya çalıştığında, "iş olsun, öylesine konuştum" dercesine  anlamsız muhabbetler ortaya çıkmakta...

İnsanların artık sağlıklı düşünmeye ve hayatı anlamlandırmaya dair hiçbir çabası yok! Acılarla ve kaygılarla beraber yaşama sarılma alışkanlıkları da yok üstelik! Gündelik sorunların girdabında saçmalayıp durduğunun farkında bile değiller.

 Diğer tarafta, tamamen içe kapanmış; acziyete esir düşmüş; hiçbir kurtulma girişimi veya kurtarılma ümidi olmayan insanlar...Her defasında konuşulan aynı konular ve onun ayrıntılarında boğulanlar. Sadece konuşma limitlerini doldurmak için çırpınanlar...

İnsani bıktırırcasına, inatla seriye bağlayıp söylemek istediklerini söyleyip susmamakta ısrar edenler...

Bakışlarında, kuyruğu dik tutma çabalarının yansıması, hareketlerinde güçlü görünme arayışı...

Hepsi ele veriyor seni sevgili dostum. Içi boş konularda uzmanlık sertifikası verilebilecek tipler bunlar. Öyle bıkmışlar ki kendilerinden anlatamam.

Üstelik kendilerine uzanan elin de farkında değiller; adeta uyuşmuşlar; beyinleri de bedenleri de...

Birbirlerine haksızlık ve zulmettiklerinin ve hatta kendilerinin kül haķkını gaspettiklerinin dahi farkında değiller.

Mücadele etmek için de hiçbir enerjiye sahip değiller. Dine vurmuşlar ama oradan çıkma gibi bir arayışları da yok. Tam terapistim olmuşlar. Sonuç, kocaman bir samimiyetsizlik ve umursamazlıktan ibaret...
Velhasılı kelam sevgili dostum önümüzdeki aylar beya yıllarda virüs belki unutulmuş olacak bir şekilde ama ya aklının terazisi sazanların durumu ne olacak hiç düşündün mü?

Elbette hayır..."Hastane yapıyoruz,  onun da bir hal çaresine bakarız" deyip işin içinden çıkmak istiyorsun; ama senin düşündüğün gibi değil! Mutsuz ve umutsuz insanların, günbegün arttığı bir ülkede en tehlikeli şey, onlara bedeller ödetmeye devam etmendir; bu senin intiharın olacaktır. Sandıkta ya da başka bir yerde, elbette herhangi bir yerde kaybedeceksin! Aklın gidecek, şaşakalacaksın...!