Neler geçmedi ki sevgili dostum; elbette bu da geçer! Kimini deler, yıkar gecer; kimin yakar geçer; kimini de büyüttükçe büyütür; sonuçta geçer gider...!

Bilge adam, "Herkesin, cenneti de farklı, cehennemi de!Ancak yaşayan bilir...İnsanın öncelediği ve asla vazgeçmek istemediği şey yada şeyler onun Tanrısı veya Tanrıları oluyor; herkesin Tanrısı farklı..." dediği günlerde, yaşımız henüz kemale ermemişti. Sadece bunun mantığını öğrenmekle kalmadık, "Körün, gözü açıldığında yaptığı ilk şey bastonunu kırmakmış..."deyişinin de derin manasını yaşayarak anlamış ve çözmüş olduk.

Nerdeyse, kırk yıllık küresel ekonomi deneyimimizde, sürekli kurnazca ve popüler politikaların peşinden sürüklendik durduk. Bu sistemin işleyişini, kurallarını ve mantığını çözmeden duvara çarpa çarpa ve çukurlara ine çıka yol alıp bugünlere kadar geldik nihayetinde. Ders alıp kendimize yeni ve mantıklı rotalar belirleyemediğimiz için mi nedir, yalpalayıp duruyoruz.  Yine dış güçlerin bir oyunu diyoruz; komplo teorilerini takip ediyoruz; hep para konuşuyoruz; kâr ve zararın hesabını yapıp duruyoruz...Bütün işi tasarruflarını büyük kârlara dönüştürmek isteyenler, bu kaotik ortamdan nasıl yararlanabilirimin hesabı kitabını yapmakla meşgul.  Alın size istikrar istikrar diye diye getirdiğiniz ülkenin son hali...Evet, ülkenin insanlarını da kendinize benzettiniz; mutluluktan uçuyor olduğunuz kesin gibi!

Gidişattan memnun olan fırsatçılar; evinin, arabasının, yazlığının,  altınının, dolarının, eurosunun ve arazilerinin değerine değer katmakla  meşgulken, diğer taraftan boğazına kadar borca batan ve sahip olduklarını kaybederken kahrolan bir çoğunluktan bahsediyoruz! Olan kime mi oluyor sevgili dostum; aslında herkese...Herkes kendi gemisini kurtaran kaptan edasıyla hareket ededursun, bir tarafta yanan ateşin alevi de, dumanı da, çığlığı da bir gün gelip herkesi saracağı kimsenin umurunda değil...Eyvahlar olsun! dendiğinde herkes geç kalmış olacak...

Öyle ümit etmeyiz ama sevgili dostum; gün gelecek belki de, "Adalet" bir kadın ismi, "Kalkınma" da Trabzon'da bir mahallenin ismi olarak kalacak akıllarda...!

Ülkemizi güzel bir binaya benzetmek gerekirse; binanın rengi ve azameti çok da önemli değil sevgili dostum; içinde huzur var mı yok mu ona bakmakla meşgulüz!

Velhasılı kelam; mutluluğu, kaybettiğin yerde araman nafile bir iş!

"Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.”

Ezilen, sömürülen ve zulme maruz kalan halkı anlamak için kominist, sosyalist, solcu, sağcı, demokrat, cumhuriyetçi, Atatürkçü, lâik, liberal, dinci, ateist yada dindar olmak gerekmiyor sevgili dostum! Üstelik adının da hiçbir önemi yok, insanlık bir kimliktir; insan ol yeter!

Yıllar önce Müslüm Gürses'in seslendirdiği "Bu Da Geçer" şarkısında anlam bulur; bütün bunlar, eğer bulursa!

"Bu da geçer bu da geçer
Alışmalısın dayanmalısın alışmalısın
Hemen karar verme sabret
Bu da geçer alışmalısın dayanmalısın dayanmalısın
Böyle kalmaz zamanla
Düzelir elbet
Bu da geçer arkadaş
Sakın üzülme
Yarın başka bir gündür
Yarını bekle bu da geçer arkadaş
Sakın üzülme
Bu da geçer bu da geçer alışmalısın dayanmalısın alışmalısın
Hayat gönlünce olmaz yanılıyorsun
Ömrün yaslarla dolmaz büyütüyorsun
Hayat gönlünce olmaz yanılıyorsun
Ömrün yaslarla dolmaz büyütüyorsun
Gül geç bir şeyin kalmaz ne duruyorsun
Bu da geçer arkadaş bu da üzülme
Bu da geçer bu da geçer alışmalısın dayanmalısın alışmalısın
Böyle kalmaz zamanla
Düzelir elbet
Bu da geçer arkadaş
Sakın üzülme
Yarın başka bir gündür
Yarını bekle bu da geçer arkadaş
Bu da üzülme
Bu da geçer bu da geçer alışmalısın alışmalısın dayanmalısın..."