Bilmeden, öğrenmeden ve düşünmeden yapılan her işin sonu malesef sevgili dostum; hüsrandan ibaret! Ben yaptım olacak, ben dedim yapılacak, talimatlarım harfiyyen uygulansın iddiası tam bir cahillikten ibaret! Akıldan ve düşünceden uzak kalan her şey insanı felakete sürüklüyor; liderler ve toplumlar için de aynı son  geçerli...

"Cahillik ne güzel şey be, her şeyi biliyorum" şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki, Allah korusun!

Bir tarafta, arzuları ve istekleri yüzünden hata yapanlar, diğer tarafta ise öfkelerine kapılarak hata yapanlar... Öfke, üzüntüyle ve bilinçsiz bir vicdan azabıyla düşünceden sapma hali iken, arzu ve istekleri yüzünden yanlış yola sapanlar ise yaptığı hatalarda zevk ve  tutkunun kölesi olmuştur aslında. Daha iradesiz ve daha kadınsı gibidir. Arzu yüzünden hata yapmak, üzüntüyle hata yapmaktan daha ağır sonuçlar doğuruyor.

Sonuç olarak, bir tarafta haksızlığa uğramış ve üzüntüsünden öfkelenmeye mecbur bırakılmış olanlar, diğer tarafta, arzuları tarafından yönetilen ise dürtüsünden  dolayı kötülük  yapmaya sürüklenmiş olanlardır. 

Her ne olursa olsun sevgili dostum; insanlara ve insanlığa  karşı sorumluluğu olanların, ne öfke diliyle ne de arzu ve istekleriyle yaşamak gibi bir lüksleri olamaz. Olsa da, işte son tahlilde ülkemizde yaşanan yönetim felaketi ve toplumsal sonuçları. Kocaman bir kaos ve bu kaosu ta derinden yaşayan bir Türk toplumunun çoğunluğu...Derin yaralar açıyor sevgili dostum; yaşatılanlar, insanlarda travmalar oluşturuyor. Bedel her zamanki gibi halka ödetilir ve bizler de kaderimize razı oluruz ya da olmak zorunda kalırız öyle mi? Cehaletiniz yerin dibine batsın!