Böyle zamanlarda, sevgililer gününü, neşeyle kutlamak da zor be sevgili dostum!
Havada uçuşan çiçeklerden tutun da, çeşit çeşit güzel hediyelere kadar uzanan geniş bir ürün yelpazesi bu güne aracılık ediyor. İyi hesap kitap yapmaktan çok hediyenin değeri üzerinden konuya bakanlar, çoğu kez yanılıyor. Özellikle kadınlar, kendilerine pahalı bir hediye alındığında, daha önemliymiş gibi hissetseler de, işin aslı öyle değil! Bu işler bazen gönülden, bazen emri vaki, bazen zoraki veya mecburiyetten yapılıyor gibi. Canı gönülden kutlayanlar da, aşkının nişanesi olarak görüyorlar. Bir neslin, mantığını pek anlamadığı bir gün ve onun kutlanması şekli...Eleştiren ve tuhaf karşılayanların yanı sıra, kapitalist sistemin bir oyunu olduğunu söyleyenler de var tabi!
Velhasılı kelâm sevgili dostum; aşk, nereden eseceği belli olmayan bir fırtına gibi... Kapılana kolaylıklar dilemek hepimizin boyun borcu olsun! Her ne dersek diyelim, sevgi ve aşk coşkuyla ve tutkuyla yaşanıyorsa, sevgililer gününün de bir anlamı oluyor. Elbette kafasında planlar ve kurgular yapan ve beklentileri daha çok olan bayanlar oluyor. Çoğunlukla erkekler, bu günün romantik boyutundan çok mahcubiyet ve mağduriyet boyutuna takılıyorlar. Bir şeyler alma zorunluluğu hissediyorlar. Özellikle genç sevgililer için daha önemli bir gün açıkçası! Amaç, mazisi olmayan, sonradan kültürümüze giren bu özel günü, eşlerine ve sevgililerine bir nebze olsun hissettirmek. Ve belki de hediye vererek bir denge sağlamak! Kim bilebilir ki?