Öyle bir demokratik ülke düşün ki sevgili dostum; yeni yeni partiler büyük iddialı laflarla kurulurken, Türk siyasetinde sorunlara bir türlü çözüm bulunamıyor. Partiler sanki ego merkezlerine dönüşmüş teşkilatlar olmuş.
Halka kendilerini tanıtma ya da anlatma gibi ciddi bir dertleri yok!
Ülkede nereye gitsen hep şikayet, hep dert, sorun ve tasa...
Mutsuzluk bir yaşam biçimi olmuşçasına herkes kendi içinde çare arayışında.
Gündemde güzel hiçbir şey yok.
Bir bakıyorsunuz Suriyeli göçmenlerin durumu, bir bakıyorsunuz aile dramları, bir bakıyorsunuz asabi bir toplum göstergeleri, kavgalar, dövüşler, cinayetler; bir bakıyorsunuz şehit haberleri, bir bakıyorsunuz Afganlıların İran üzerinden Türkiye sınırlarına serbestçe girişi ve bir bakıyorsunuz memleketin güzide, canım ormanlarında ard arda gelen yangın haberleri ve daha niceleri...
İlginç olan halkın, hiç bir şey hakkında bilgilendirilmemesi ve laflara takla attırılarak günü kurtarma manevraları...
Olmuyor sevgili dostum olmuyor; inan ki olmuyor.
Sizinle olmuyor demek ki...
Bir de biz gidersek memleketin hali nice olur korkusu salıyorsun ya milletin aklına; en büyük yalanın bu belki de.Yalanı da kendinden utandırıyorsunuz; şeytanın aklına gelmeyenleri düşünüyor, kurnazca işlere imza atıyorsunuz!
Devlet yönetmek, halkın taleplerini gözardı ederek değil; halkın bizatihi önceliklerini çözmekten geliyor sevgili dostum!
Velhasılı kelam sevgili dostum; güneş balçıkla sıvanmaz derlerken, "herkesin bildiği, apaçık bir gerçek yalan yanlış sözlerle değiştirilemez, ört bas edilemez"
Başarısız siyasetçilere mahkumsunuz dercesine yol alıyor herkes.
Yok böyle bir memleket, yok böyle bir dünya ve yok böyle bir yağma!