Tuncay Sonel nereye gitse onu birileri takip ediyor.

Bu birileri bildiğiniz gibi değil.. Evlatları, yarenleri.. Can pareleri.. Geçen gün bir tanesini paylaştı. 2008-2012 yılları..

Trabzon’un Of İlçesi’nde kaymakam olarak görev yaparken yetim ve öksüz evlatlarımıza mektup yazmıştı.. Mektubun sonunda, “annen ya da baban hayatta olsaydı özlemini çektiğin, ondan istediğin ne olurdu ?” diye sormuştu.

Bugün peşinden gelen o gün bu mektuba cevap veren çocuklardan biri..

Dün titrek ellerle, çaresizce kaymakamın gönderdiği mektuba cevap veren Betül bugün; Ordu Valiliği kapısından içeri girerken..

Tuncay Sonel’in kapısına doğru yönelirken.. Güçlüydü..

Araklı’daki Asmasu Şelalesi gürleyerek dağı delip, bir hışımla fışkırır ve ‘Ben burdayım çekil önümden’ der ya…

Asmasu’yun özgüven ve cesaretini taşıyordu.

Titrek sesinden eser kalmadı! Ordu Valisi Tuncay Sonel’in böyle eşsiz gururu hatırlatan takipçileri var.

Öyle TİK TOK.. MİK TOK değil.. Twitter..

Facebook falan hiç değil..

Gümüşhane’den Zeynep öğretmen.. Trabzon’dan Büşra Öğretmen.. Şanlıurfa’dan avukat, komiser…

Kırklareli’nden öğretmen, Konya’dan hakim Say say bitmez. Ara ara biz onları görüyoruz. Fark edemiyoruz!

Onlar heryerdeler.

Onlar bu ülkenin evlatları.

Devletimizin bölünmez parçaları.

Hepsine selam olsun.

Tuncay Sonel’e ise ne diyelim ki..

50 yıldır görmediği evladını görür gibi mutlu oluşu..

Başyapıt eserini bitiren bir sanatçının yaşadığı duygunun taa kendisidir. Takipçi istiyorsan böyle olacak!

Öyle ordan kasma burdan araklama değil..

Kalın sağlıcakla.