Yaşı kemâle ermiş deneyimli insanlar ile zihinleri henüz bâkir toprak gibi ekime hazır duran gençleri buluşturmazsan sevgili dostum; bu iki nesli de kaybetmiş oluyorsun da farkında değilsin!

Daha kötüsü, gelmesi olası güzel günleriniz de gelmez ve de kalmaz! Aman dikkat!

Kim ki, "iyilik yapıyorum ama karşılık beklemiyorum" diyorsa o yalancıdır!

Her kırılışın altında "karşıdan minnet bekleme duygusu" yatar çünkü...

"Yapmasaydın kardeşim bana iyilik, yapmasaydın! 

Bana mı sordun iyilik yaparken?" diyen mi suçlu, yoksa eşeklik yani iyilik yapan mı?

Gerçek din adamlarının ve bilgelerinin din ile bir sorunu yokken, inançlardan faydalanmak isteyenlerin ise kendi aralarında inanılmaz bir çekişme yaşanıyor bu ülkede! Adına da cemaatler deniliyor... Şu soruları sormakta ve üzerine düşünmekte yarar var sevgili dostum!

Namaz rızkı artıyorsa neden dünyanın en zenginleri yahudiler veya başka dinlerden olanlar?

Neden dinleri olmayan japonlar refah içinde yaşıyorlar?

Faiz, içki, kumar ve bahis haramsa neden diyanet tüm bu gelir havuzundan besleniyor?

Hz.Ömer kendi mumunu devlet işlerinde kullanmazken, söyle bakalım ey Muaviye neden yaptırdın o sarayı?

Yalan konuşmak günahsa, neden yayınlanan videolarınızda, bir gün önceki dedikleriniz bir gün sonrasını tutmuyor?

Suç, delil, ses kaydı varken neden hâlâ inanırsınız yalancı hükümdarlara bre Ebu Cehil soyu?

Kitapta yazanları ancak bizim dediğimiz şekilde ve bizim cemaate gelirseniz öğrenebilirsiniz görüşü açık bir şekilde şirk değil midir?

Allah'ın ayetlerini eğip bükerek kendine dünyalık yaratmaya çalışanların sonu ebedi kalacakları cehennem değil midir?

Yalana bile bile sahip çıkarak; "Allah da böyle olmasını isterdi" şeklinde katkıda bulunarak yaymak, insanların doğru bilgiye ulaşmasını engellemek de şeytanın işi değil  midir?

Allah'a (hâşâ) kafa tutmak değil mi?

"Doğru diyorsun ya Mûsa ama karnımızı Firavun doyuruyor" diyen de sizler değil misiniz?

Velhasılı kelam sevgili dostum; onlar, kısık ses tonuyla sizi iknâ moduna sokmaya çalışan yumuşakçalar...

Kalitesiz takım elbise ile barkod traşlı bıyıklılar...

Vücut dilinden de anlaşılacağı üzere testesteron yerine, beyni, yardım makbuzu ile çalışan seyyar vezneler...

Kendini mal gibi göstererek, karşısındakini ajitasyon bombardımanına tutan oscarlık performans oyuncuları...

İki kuruşluk bilgileri ile ateistlere cevap vermekte zorlananlar...

Sizi kendine hizmetle görevli para destesi gibi görenler...

İtaatkâr görünmelerinin ardındaki cinsel dürtülerini gizlemeyi becerebilenler...

Altlarında pahalı arabalar olduğu halde "dünya malı dünyada kalır" diyebilecek kadar pişkin olanlar...

Faiz helaldir diyen ve yiyenler...

Etçil beslenenler...

Kaloriferli yurtlarda kalıp sobasız evlerdeki çocuklara dua edenler...

Hoca efendi dedikleri kardinale itaatkâr kul olanlar...

Özgür düşünmeyi şeytanın işi sananlar...

Her dinî motifli yalana kananlar...

Hizmetlerini "iç-dış" temizlik ile süsleyerek hocalarının gözüne girenler...

Göreve hazır, her an pimi çekilmeye hazır bekleyenler...