Ortada öyle bir siyaset sahnesi var ki sevgili dostum; ortalıkta aktörler değil de, hep dublörler dolaşıyor. Tehlikeli sularda hep dublörler yüzdürülüyor...

Onun adamı, bunun adamı derken, bir tarafta iktidar mensuplarının kuru sıkı şımarık tavırları ve rakiplerine efelenip meydan okumaları, diğer tarafta ise muhaliflerin inatla iktidar olmamak için amansız ileri geri sözleri; çoğu kez Türkiye gerçeğinden uzak konulara dalıp çıkamamaları...
Ha bire anketler üzerinden ekranlarda ahkâm kesen taraflar, bilmiyorlar ki, sivrisineksiz bataklık olmaz! Bu da yetmezmiş gibi, bataklıkta güreşe tutuşan yalancı pehlivanlar gibiler de, farkında değiller. Binlerce sivrisineğin pusuda beklediği bu bataklıkta didişmekle meşguller. Önünde sonunda, yine sivrisineklerinin avı olacaklar; ama iş işten geçmiş olacak! Kimsenin bataklığı kurutma gibi bir derdi yok sanki! Sonuç sıtma hastalığı...İyileş, iyileşebilirsen...

Hükümetin başarısızlıklarından dem vurarak, seçimleri kazanacağını iddia edenler, sıranın kendilerine gelmiş olduğunu düşünedursun; halk nezdinde işlerin, hiç de sanıldığı kadar kolay olmadığını gösteriyor. İşin en acı tarafı, her ne kadar maneviyatı ve direnme gücü yüksek bir millet olsak da, "halk düşmanı" olarak bilinen enflasyon ve hayat pahalılığı konusu iktidarın en büyük rakibi...Gelin görün ki, bu gerçeği analiz edemeyen rakip partilerin halen bir davadan ve kadrodan yoksunmuş gibi olmaları...Her lider, "erken ya da zamanında biz seçime hazırız" dese de, bu hiç de inandırıcı görülmüyor. 

Ruhen dibe vurmuş; antidepresan kullanmaya muhtaç bir millete yapılacak en büyük kötülük, ikna etmenin yollarını aramadan "oyunuzu bize verin biz çözeriz" diyen basit siyasetçiler. Cumhuriyetin demokrasi tarihinde bu millet, hiç olmadık kadar karamsar olmamıştı. Her muhalif siyasi lider, mevcut kötü ortamdan yararlanarak, elini kıpırdatmadan seçimi kazanacağına kendini inandırmış sanki! Tarih göstermiştir ki sevgili dostum; liderlik öyle kolay bir iş değildir...Öyle liderler çıkmıştır ki, sonu hüsranla bitse de, bitmese de halklarının tam desteğini alarak, iyi ya da kötü ülkelerini bir yere taşımışlardır. 

Sistemsizliğin bu kadar zirveye çıktığı bir dönemde, arenadaki dövüş kuralları gibi sert ve acımasız gelişiyor her şey...Çok  yakında sevgili dostum; bazı siyasi partilerin kuruluşunun bir egodan ibaret olduğu anlaşılmakla kalmayacak; harcanan zaman, emek ve paralar da boşa gidecektir. Olan, yine de aldatılmış millete olacaktır. Bununla da kalmayacak, siyasi parti çöplüğüne yeni yeni partiler eklenecektir. Sonra da dönüp millete, içten içe eleştiriler yöneltilecek ve aşağılamalar yapılacaktır. Ama hiç kimse "çok mücadele ettik ama olmadı yar!" diyemeyecektir.

Velhasılı kelam sevgili dostum; her şeye rağmen, yüreği çocuk, rengi çiçek, 
kıblesi vicdan,

İdeolojisi sevgi, 

Ülkesi Dünya, 

Ufku Evren,

Nefreti savaş,

Sevgisi barış, 

Irkı insan olan ve tüm canlıları kayıran, kısacası insan olan herkese selam olsun; selam olsun...!

Etme bulma dünyası işte bu dünya...Büyük  lokma ye ama büyük konuşma demişler...!