Şu "şiddet" her nerede kullanılırsa kullanılsın iyi bir anlam ifade etmediği kesin sevgili dostum! Şiddetli karın ağrısı, şiddetli baş ağrısı, şiddetli mide ağrısı, şiddetli bel ağrısı derken, bitip tükenmek bilmeyen, insanın canını yakan ağrıları biliyoruz da, şiddetli geçimsizliği anlamakta biraz yetersiziz galiba. Sonuçta bir hukuksal deyim bu! Bir de şiddet uygulamak veya şiddet dili var ki bunlar da ayrı bir hikâye... Geçimsiz,  huysuz, aksi, lânet ve kanaatkâr olmayan insanların yanında, bir de şirret ve mendebur suratlı insanların dünyasını hiç merak ettin mi sevgili dostum? Ne düşünürler, nasıl düşünürler ya da hiç düşünmeden mi yaşarlar öylesine...?

Aslen, "geçimsizlik" ya da "şiddetli geçimsizlik" diye bir şey olmadığının; kronik hale dönüşmüş mutsuzluk ve tatminsizlik olduğunun herkes bilincinde... Evlilikler ve ilişkilerin de, aslen bu kemikleşmiş mutsuzluktan dolayı bittiği söylenebilir. Yargıda, "şiddetli geçimsizlik" denilen bir madde var ki, boşanmaların en önemli nedeni olarak gösterilir. Bunu, ilgili ilgisiz herkes bilir mutlaka...Eşler arasındaki birinci sorun; hanımların duygusal ihtiyaçlarının karşılanmaması...Buna bağlı olarak, kadınların, bunu yanlış yöntemlerle erkeklerden istemeleri...Türkiye'deki eşler arasında öncelikli sorun bu açıkçası! Hanımlar, duygusal ihtiyaçlarının karşılanmasını beylerden isterken, beylerin duygularını rencide etmeden, ben dilini kullanarak, "benim senin sevgine ve ilgine ihtiyacım var. Böyle arada bir beni ihmal etmezsen iyi olur." şeklindeki ben dilini kullanabilseler, aslında basit bir şekilde çözülebilecek sorun...Yani, erkeği yumuşatacak olan yine kadındır sevgili dostum! Dik kafalılığı ve meydan okumayı seven kadınlar, aslında evlilik için mücadele etmekten vazgeçmiştir! En kolay olanı tercih edip bir tür kaçışa yönelirler.

Malesef, insan ilişkilerindeki sertlikler, eşler  arasında da peyda olunca, gönüller yerle bir oluyor. Kaba saba konuşma dili, insanın bütün sevgisini yerle bir etmekle kalmıyor; hayal kırıklığı da yaratıyor... 

Velhasılı kelam sevgili dostum; su yerinde durursa kokuşur; demir, hareket etmezse paslanır; insan da hareket etmezse, ferahlayamazsa; sevgi ve ilgi ile beslenmezse depresyona girer, ruh hali bozulur...

Sonuçta; kadın erkek ilişkilerinde, bazen erken, bazen de ölene kadar yaşanan her ne varsa, " Allah bir yastıkta kocatsın!" temennisinin mantığını kimse çözmek için çaba sarfetmiyor; bu açık...Kim ne derse desin sevgili dostum; sonuç olarak, hayatta; can cana, yan yana, kıç kıça ve hadi bize eyvallah gerçeği her zaman geçerli. Nasıl anlamak istersen!