Hayatta durduğumuz koordinatları kaderimiz, yeteneğimiz ve yetkinliğimizden ziyade seçimlerimiz belirler. 4 yaşınızdayken kaderinizin getirdiğini, 40'lı yaşlarda seçimlerinizin ve kararlarınızın sonuçlarını yaşarsınız.

Bir insanı tanımanın en iyi yolu değerlerine ve seçimlerine bakmaktır. Değerler nereden gideceğinizi, seçimler nereye gittiğinizi gösterir. Ne yaptıklarını anlamak için davranışlarına, neden yaptıklarını anlamak için değerlerine bakmakta yarar vardır.

Yapılan seçimler kadar diğer önemli olan "dil" dir.

Padişah "Bana dünyanın en tatlı sonra da en acı yiyeceğini getirin" demiş. İkisinde de önüne "dil" koymuşlar. Dil özel veya iş hayatı fark etmez doğru şekilde kullanılırsa en büyük silahtır. Kimisi sözel dilini, kimisi vücut dilini, kimisi de yabancı dilini çok iyi kullanarak farkındalık yaratır.

Hırslı olup kibir dili kullanmak mı, azimli olup şefkat dilini kullanmak mı bizi görünür ve etkili yapar?

Ego, kibir, hırs, haset cehennemin dört atlısıdır. Taşıyanı da sonunda ateşe atar.

Sahicilik, şefkat, azim, empati ise; cennetin kapılarını açar.

Yaşamda en güçlü dil; satırların yazarına göre "şefkat dili"dir. En güçlü eylem de "şefkat"tir.

Doğduğumuz andan itibaren ebeveynlerin, hocaların, koçların/mentorların, yöneticilerin etkili olması için kullanmaları gereken dil 'şefkat dili', insanlara göstermeleri gereken ise şefkattir.

Şefkat canlılara duyulur. Arabaya, kata, yata, makama duyulmaz.

Şefkat başkalarının kör olduğu şeyleri görmemizi sağlar.

Şefkat bir eylemdir. Fedakarlık, duyarlılık, cömertlik, empati barındıran bir erdemdir. Acıyı paylaşmak için sorumluluk almayı gerektirir.

Şefkat herkese her zaman istese de istemese de yardımcı olmak değildir. Başkalarının maymununu sırtına alıp sürekli taşımak değil, onlara "maymununu buldurmak sanatı" dır. Görev duygusuyla değil ihtiyacı olanı güçlendirme duygusuyla onlara legolarının eksik parçalarını buldurma ve kendilerini gerçekleştirmeleri için gerekli zemin ve iklimi sunma gayesi taşır. Güven yaratır... Bağ kurdurur...

Şefkat dili kullanmayan yöneticiler tek gözlü yöneticilerdir.

Kibir dilini kullananlar ise hem kör hem de hırslı yöneticilerdir. Yürüyerek değil koşarak duvarlara çarparlar.

Kibir dili; mükemmeliyetçilik-işkoliklik-şişkin ego gibi üç silahşörle savaşlarını kazanmaya çalışır. Oysa şefkat dili farklıdır. O örümcek gibi ağ kurarak değil bağ kurarak, insanlara katkı sunarak büyür.

Kibir duygusal zekayı, hırs ahenki, ego empatiyi yok eder!

Kendinizi aklınızla başkalarını kalbinizle yönetmeyi unutmayın.