Şu siyasetçilerin stratejilerini ve hamlelerini anlamak gerçekten zor sevgili dostum!

Bir taraf; vatan, millet, bayrak, ezan ve Sakarya edebiyatı yaparken, din ve devlet elden gider deyip oyunuzu istikrardan yana kullanın derken, diğer taraf; hak, hukuk, adalet, demokrasi ve özgürlüğü savundu...

Bir yaraf; togg, iha, siha, kaan deyip yerli ve milli savaş sanayisi ile gövde gösterisi yaparken, diğer taraf; beşli çeteden, yurt dışındaki paralardan, iktidarı devirmekten ve sorumlularını yargılamaktan bahsetti...

Bir taraf; hayat pahalılığının ve enflasyonun üstesinden yine kendisinin geleceğini vaat ederken, diğer taraf; emekliye, asgari ücretliye ve memura enflasyonun üstünde zam vaat ederken, 

Bir taraf, rakiplerini teröristlerle işbirliği yapan hainler olarak damgalarken, diğer taraf, Hizbullah kökenli bir parti üzerinden saldırdı...
Her iki taraf da, meydanlardaki kalabalıklar üstünden birbirine nazire yaparken, sıradan insanların ne düşündüğünü hiç tahmin edebildin mi sevgili dostum?

Velhasılı kelam; bu ülkede iktidar olmanın on koşulları olduğu hep unutuluyor aslında. Geleneksel inanç sistemi içinde yer alan milyonlarca seçmen, kendi inancını temsil edenlerin arkasından gidiyor; her ne olursa olsun! Yaklaşık kırk yıldır, terör belasının yarattığı travmalara kimse duyarsız kalamaz. Ve en önemlisi sevgili dostum; bu ülkede iktidara soyunanlar, güçlü olmak zorundalar ve mutlaka dış dünyanın desteğini sağlamak zorundadır. Halk güçlünün yanındadır. Gövde gösterisi ve şaşalı mitingler yapanları, konforlu alanlarda halka hitap edenleri sever.
Öyle mütevazi siyasetçilerin devri kapanmıştır artık...

Doğrusuyla yanlışıyla Türk demokrasi tarihinde bir ilk yaşandı ve bu ilk demokrasi şöleninde kazanan da, kaybeden de, pek çok ders çıkarmak zorunda kalacak.

Elbette sayısal üstünlükle kazananlara kimsenin söyleyecek bir lafı olmazken, kaybedenler ise yerden yere vurulacaktır. Bu memlekette, gerek siyasette, gerekse diğer alanlarda aman kaybetme ve düşme sevgili dostum! Millet düşenin dedikodusunu yapmayı sever ve hatta " düşene, bir tekme de sen vur!" der.

Üzücü ama malesef böyle...!