Ne toplumsal ahlâkı, ne de adaleti sağlamada olabildiğince başarısız bir toplum olduk sevgili dostum!

Türk toplumunun tarihine ve şanına yakışmayan işlere imza atıyoruz ha bire!

Oysa ki, bütün medeni dünya biliyor ki, ahlâkı olmayanın adaleti de olmuyor...

Muktedir siyasetçiler, kurnaz davrandıkça ve halkı aldattıkça, yani verdiği sözleri veya vaatlerini yerine getirmedikçe bütün dünyaya rezil olmakla kalmıyor; biz de millet olarak perişan oluyoruz. Siyasetçiler, yalancı çobanlar misali... Sonra hep bireysel şikâyetler edip duruyoruz.
Medeni dünyadan bihaber olanlar, din adamlığına ve siyasete soyunanları nedense hep el üstünde tutuyor; onlara itaat etmeyi bir kulluk borcuymuş gibi görüyor adeta.

Oysa ki, inancımız,  Allah'tan başka kimseye kulluk yapmayın derken, inançlı gibi görünen münafıkları hep göz ardı ediyoruz. Oysa ki dinimiz, merhameti, şefkati, adaleti, liyakati, cesareti, mücadele azmini, çalışmayı, gayret etmeyi, hak arayışını, yardımlaşmayı, dayanışmayı, rızkının peşinde koşmayı telkin ederken ve bütün bunları bir hukuk nizamı doğrultusunda toplumsal bir uzlaşma metni ile sağlamamızı referans gösterirken, bizler deli danalar gibi sadece ve sadece görünüşte dindar, ama neye inandığı belirsiz toplum liderlerinin peşinden sürüler gibi koşup duruyoruz. Kısacası, aldatılıyor; aldatıldıkça hiçbir ders almadan, ha bire kandırılmaya müsait bir toplum olarak yaşamımızı devam ettiriyoruz. Koyu ve anlamsız bir kaderciliğe sığınıp  belki de gün yüzü görmeden bu dünyadan göçüp gidiyoruz...Hipnotize olmaya her zaman müsaitiz sanki!

Velhasılı kelam sevgili dostum; mutsuzluğu bir yaşam biçimi kabul edip pupa yelken yol alıyoruz. Bu ülkede, yeni bir bakanlık kurulacaksa eğer; adı "mutluluk bakanlığı" olmalı. Hem de iyi bütçelerle ve nitelikli kadrolarla desteklenmeli. Yoksa, mutsuzluktan milletin, yaşayan ölülerden hiçbir farkı yok...Varsa yoksa değersizleştirilen bir toplumdan, yaşatılmayan bir halka doğru gidiş çok tehlikeli bir gidiş! Aman ha! Halkını diri ve canlı tutmayan devletlerin sonunun ne olduğunu tarihin sayfalarında çok kolay bulabilirsin sevgili dostum!

Sonrası ah ve de vahhh!

Yolumuz uzun ama, yolculuk nereye kadar onu ancak Allah bilir...!