Diyordu ya bilge, "vicdanında bir bekçi sakla, kötülük yapmak istediğinde sana hayır desin!"

İşte sevgili dostum; son yıllarda, birbirine meydan okuyan, efelenen ve birbirlerine ayar çekenlerin kullandıkları "haddini bil" ve haddini aşma", gibi tehditvari uyarı cümleleri, geçmişte farklı bir anlam ifade ediyordu. Osmanlı'da aklı selim insanlara yaşları sorulduğunda, kişi 63 yaş üzerindeyse, peygamberimize nezaketen ve hürmeten "haddimizi aştık" cevabını verirlermiş. Açıkçası, peygamberimize duydukları saygı ve sevginin incelikli dışa vurumu bu cümle...Sakıncalı gibi görülmesi, günümüzdeki kullanım şeklinden kaynaklanıyor sadece.

Bazen de insanlara hakaret etmek için kuş beyinli, eşek kafalı ve balık hafızalı gibi benzetmelerde bulunuruz...

Kuş beyinli dediklerinde kızıyoruz; ta ki karganın çöpleri çöp kutusuna attığını görene ve albatrosların tek eşli olduğunu bilene kadar!

Eşek dendiğinde kızıyoruz; ta ki eşek sütünün ne kadar pahalı olduğunu, sütünden sabun yapıldığını ve dünyanın en güzel gözüne "eşek gözü" dendiğini duyana kadar!

Balık hafızalı dendiğinde kızarız; ta ki balıkların çiftleşmek için her sene aynı okyanusa geldiğini görene ve okyanusun yüzlerce metre dibinde, zifiri karanlıkta elektrik üretebilen balığı belgeselde hayranlıkla seyredene kadar!

İnsan dendiğinde ise sevinmiştik; ta ki ilk insan cinayeti olan Habil-Kabil olayını okuyana, Japonya'ya atom bombaları atılana, soykırımları okuyana, hükümdarların birbirlerine üstünlük kurmak için ha bire savaş yapıp milletleri kırdırana, imparatorlukların kendi insanını isyankâr diye acımasızca katletmesine, muktedirlerin, iktidar gücünü elinde tutmak için tüm değerlerini, inancını, şerefini ve insanlık onurunu sattığını görene kadar...

Velhasılı kelam sevgili dostum; insanoğlu çoğu kez, haddini, insanlık dışı işlere imza atarak aşıyor. Adalet, merhamet, şefkat ve hoşgörüsünü kaybettiğinde ise insanlık vasfını da kaybediyor...Hayvanlar, çok saf ve masum sevgili dostum! İnsanlığını kaybeden, en nihayetinde hayvan değil; zalim oluyor; zalim...!